GENEL BAŞKANIMIZ - MECİT ERDOĞAN

Genel Başkan Mecit Erdoğan’ın 15 Temmuz 2014 tarihli Kültür Memur-Sen iftarı konuşma Özeti:

 

22 Mayıs 2003 tarihinde kurulan sendikamız, hızlı ve istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Bunun en büyük göstergesi 15 Mayıs tarihi itibariyle imza altına alınan kurum tutanaklarında, Kültür ve Sanat Hizmetleri kolunda ‘Genel Yetki’ye’ 4 bin 515 üyeyle ulaşmış, bu yetkisini de 4 Temmuz 2014 tarihli resmi gazeteyle tescil ettirmesinin ardından sendikamız çalışmalarına tüm hızıyla devam etmektedir.

 

Bilindiği üzere diğer 10 hizmet kolunda MEMUR-SEN’e bağlı sendikalarımız yetkiliydi, bizimde kültür sanat hizmet kolunda yetki almamızla birlikte 11’de 11 yaparak milli takımı oluşturduk, Türkiye tarihinde zannediyorum bu bir ilk oldu. Artık bütün gücümüzle sahadayız, üyelerimizden ve çalışanlardan aldığımız enerjiyle, onların bize verdiği emaneti layıkıyla taşımak için var gücümüzle çalışacağız. Bu yetkinin ve başarının bizlere, sevincin, motivasyonunun yanında büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkında olarak çalışmalarımızı yürüteceğiz.

Sendika alanı olarak zor bir hizmet kolunda faaliyet gösteriyoruz. Hem çalışan sayısı az hem de buna karşılık kadro çeşidi unvanlar bazında çok geniş ve unvanlar arasında farklı farklı özlük hakları mevcut. Bir de sanat kurumlarının özel durumlarından dolayı bazı birimlerde geçmişten gelen farklı yapılanmaların, ideolojik kadrolaşmaların varlığı bizlerin çok zor şartlarda sendikal çalışmalar yürütmemize neden olmuştur.

Bu alanda yürüttüğümüz çalışmalarda hiç kimseyi dışlamadan, ötelemeden, siyasi görüşüne, mezhebine, meşrebine, partisine, rengine ve ırkına bakmaksızın tam bir kardeşlik anlayışıyla misyonumuzu, çalışmalarımızı anlatarak bu günlere, bu başarıya ulaştık. Biz şu anda bütün kültür sanat hizmet kolu çalışanlarının üyemiz olsun-olmasın hepsinin temsilcisi olarak; 770 (762.650) binlere ulaşan üyesiyle BÜYÜK MEMUR-SEN AİLESİ’yle birlikte üyelerimizden aldığımız güç ve yetkiyle sorunların üstesinden gelmeye çalışacağız.

 

Bu tablo şunu göstermektedir;

Kamu çalışanları söylenenlere kulak asmamış, kendi hak ve kazanımlarının elde edilmesinde özelde Kültür Memur-Sen'i, genelde Memur-Sen’i en doğru adres olarak görmüştür. Millet eksenli çalışma yapan sendikamız büyümüş ve yetkiyi almış; farklı ilişkileri olan, sendikal anlayış ise kaybetmeye devam etmiştir. Biz demokrasi derken darbecilerle işbirliği yapan, biz her türlü vesayete karşıyız derken paralelcilerle küresel kalkışma planlayan, biz gençlik, medeniyet derken, gezicilerle çocukları sokaklara iten, biz kardeşlik derken, bölgeden şehit haberi gelse de kaos üretsek diye bekleyenler, biz emek, hak ve adalet derken, faiz lobisiyle ülkeye ayar vermeye çalışanlar bir kez daha kaybetmiştir. Kazanan barış ve hakkaniyet temelli yeni bir dünya mücadelesi verenler olmuştur.

 

Kültür Memur-Sen ailesinin fertleri olarak sorumluluğumuz çok büyük. Biz kültür ve sanat sendikasıyız. “Allah güzeldir güzel olanı sever” ayeti kerimesiyle ifadesini bulan Kültür ve sanatımız kısaca bizi biz yapan değerler bütünüdür, medeniyet değerlerimizdir. Kültür ve medeniyetimizin bizlere aktarılmasında ve yaşatılmasında atalarımız nasıl önemli bir rol üstlenmiş ise bizlerde yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmakla yükümlüyüz.

 

Sendikamız kurulduğu 22 Mayıs 2003 tarihinden günümüze kadar gelinen süreçte, her fırsatta ve her platformda bir taraftan milletimizin lehine olan evrensel değerleri gündeme taşırken diğer taraftan da sendikacılığı medeniyetimizin ve kültürümüzün değerleriyle buluşturmaya ve sivil toplum alanında yeni değerlerin üretimine önemli katkılar sağlamaya çalışmıştır.

 

2003 öncesinde özellikle kültür ve sanat alanlarındaki sendikacılık anlayışı, genel anlamda sadece ücret sendikacılığına indirgenmişken, Kültür Memur-Sen’le birlikte bu anlayış terk edilerek hizmet sendikacılığı ve değerler mücadelesi vurgusu ön plana çıkarılmıştır. Sendikamız yapıcı ve inşacı kimliğiyle sorunların parçası değil çözümün paydaşı olma yolunu seçmiş, birlikte yaşama kültürünü her zaman canlı tutmuş, ayrıştırıcı değil birleştirici tutum içinde olmuş ve ötekileştirmeden herkesi kucaklama politikası benimsemiştir.

 

Biz sorunlu değil sorumlu sendikacılık yapıyoruz. Biz Emeğin, adaletin, özgürlüğün gür sesiyiz.

Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da üyelerimiz, ülkemiz, değerlerimiz ve insanlık için sendikacılık yapmaya devam edeceğiz. Biz aksiyoner bir özgürlük hareketiyiz. Hak, emek, barış ve kardeşlik için çaba sarf ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerle insanlık onurunu korumak için mücadele ediyoruz. Çalışanların, milletimizin, mazlumların ve insanlığın taleplerini haykırıyor, dertlerini, sıkıntılarını çözmek için elimizden geleni yapmanın gayreti içerisindeyiz. 24 saat sendikacılık anlayışıyla 365 günü kazanım üretme zamanı olarak görüyor, çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

 

Mazlumların kimliğine bakmadan yanında, yine kimliğine bakmadan zalimlerin karşısındayız. Biz tarafız, masum Gazze halkının ve diğer mazlumların yanındayız. Siyonist İsrail dünyanın gözleri önünde, çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere sivilleri acımasızca katliama devam ederken İslam dünyası başta olmak üzere bütün dünya gözlerini kaparken, sadece Türkiye’nin sessiz kalmaması çok değerli ve manidar bir duruş olmuştur. Memur-Sen olarak bizlerde sessiz kalmadık, kalamayız da. Geçtiğimiz dönemlerde yaptığımız mitinglerle Gazzeli kardeşlerimize ve diğer coğrafyalarda zulme uğrayan kardeşlerimize destek verdik ve vermeye devam edeceğiz. Büyük Memur-Sen ailesi olarak Mazlumun Yanında, Zalimin Karşısında duruşumuz her daim devam edecek.

 

Gezi Parkı ile 17 ve 25 Aralık Küresel Operasyonuyla Türkiye’nin demokratik ve ekonomik istikametini değiştiremeyenler, konfederasyonumuzu bugünlerde hedef alarak kazanımlarımızı itibarsızlaştırmak istiyor. Ama boşa çaba sarf ediyorlar. Çünkü millet yeni Türkiye’yi Eski Türkiye’ye döndürme hesapları yapanları yakından tanıyor. Biz duruşumuzla, milletten yana tavır alarak, ülke bütünlüğümüzü hedef alan yapıların oyunlarını bozmaya devam edeceğiz. Ülkemize ve milletimize karşı kurulan komplolara asla boyun eğmeyeceğiz. Anadolu insanının değer ve kıymetlerini kurda kuşa yem etmeyeceğiz. Küresel darbeciler yenilecek, hevesleri kursaklarında kalacak inşallah.

 

Zaman daha çok demokrasi, daha  çok özgürlük, daha çok sivilleşme  ve kardeşlik zamanı diyoruz.

Zaman büyük Türkiye idealini, bölgesel ve küresel aktör olma hedefini yakalama zamanıdır diyoruz.

 

 

Bu hedefe ulaşmak için dün olduğu gibi bugün de sadece elimizi değil tüm gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Kuruluşunun 11. yılında sendikamızın ‘Genel Yetkiye’ ulaşmasında başta emeği geçen Genel Başkan Yardımcılarıma, il, ilçe, kurum ve iş yeri temsilcilerime, sendikamızın kurucu ve eski başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile çalışmalarımız da bize desteğini esirgemeyen Kültür Memur-Sen dostlarına huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Son olarak da şunu ifade etmek istiyorum ki sendikamız, başta çalışan kesim olmak üzere toplumumuzun refaha kavuşması doğrultusunda attığı adımları daha da sıklaştıracak ve üyelerinin verdiği güven ve destekten aldığı güçle ilkeli, kararlı, sorumlu bir şekilde kuruluş felsefesinden ayrılmadan bu yoldaki mücadelesinde devam edecektir. Allah ülkemize huzur, milletimize birlik ve beraberlik versin diyor Ramazan’ın tüm İslam Alemi’nin kurtuluşuna ve akan kanların durmasına vesile olması temennisiyle hepinizi Allaha emanet ediyor, en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum.


 


 

HABER 7 SON DAKİKA