Özgürlük ve bağımsızlığa giden yolda, önemli bir kilometre taşı olan Çanakkale Deniz Zaferi, aynı zamanda bir destanın kodlarını da içermektedir.    

     Milletimiz, 1918’de Çanakkale’yi geçilmez yaparken belki de yok olmayı göze almıştır. Canını dişine takarak bu zaferi kazanan milletimiz tarihin altın sayfalarında yerini almış, milli bilinç ve ruh’un oluşmasını da sağlamıştır. Çanakkale’de oluşan bu milli bilinç, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol üstlenirken özgürlüğe giden yolu da açmıştır.    

     500 bin askerimizin yer aldığı bu savaşta, 200 binden fazla kayıp vermemiz, verilen mücadelenin zorluğunu anlamamız açısından önemlidir. Kurtuluş Savaşı’na öncülük eden ve Cumhuriyet sonrası Türkiye’nin yönetiminde yer alan askeri kadronun hemen hemen hepsi de Çanakkale’de mücadele etmiştir.    

     Birçok açıdan incelenmesi gereken Çanakkale Zaferi, nesilden nesile aktarılmalı; bağımsızlık ve özgürlük uğruna verilen mücadele unutulmamalıdır.    

     Bugün, etnik ayrımcılığa tabi tutulmak istenen Laz, Kürt, Çerkez, Yörük, Türkmen Gelibolu Yarımadası’nda omuz omuza çarpışmış, şehit olmuş ve belki de aynı mezarlarda yatmaktadır.    

    İçimize atılmak istenen nifak tohumlarının yeşermemesi, aynı birlik ve beraberlikle mümkün olacaktır. Çanakkale, destan olmanın yanı sıra hepimiz için bir yol haritası olmalıdır.    

     Bu aziz millet, tarihte hiçbir zaman uzun boylu esaret altında kalmaya tahammül etmediği gibi, bundan sonra da sonsuza kadar boyunduruk altına girmenin ezasına katlanamaz. Bir Batılının ifadesiyle, her milletin müdafaadan ümidi kesildiği anda bu milletin taarruzu başlamaktadır. Çünkü bu millet, vatanını hiçbir ucuz beklentiye kurban etmemiş, değerlerini korumak dışında hiçbir hayalin peşinde koşmamıştır. Vatanına ve değerlerine bağlılık adına beklentisiz olmak ve adanmışlık duygusu ile hareket etmek, öyle ciddi bir güç kaynağıdır ki, bunlara sahip olan insan, hiçbir zaman yeise kapılmaz, hâdiselerin karşısında her zaman dimdik durur ve sarsılmaz bir iman ve ümitle onların üzerine yürür.  Çanakkale bu noktada, Türk milletinin dik ve sarsılmaz duruşunun ve ümitvar oluşunun destanının yazıldığı yerdir.    

     Çanakkale Zaferi, milletimizi ihya edecek, kenetlendirecek, başarıya ulaştıracak kodları da bünyesinde barındırmaktadır. Çanakkale’de; Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i’ ile milletimiz bir bütün olarak mücadele vermiş, vatan söz konusu olduğunda aidiyetlerin hiçbir önemi olmadığının en güzel örneğini sergilemiştir. Din, vatan, namus tehlikeye girdiğinde canın, malın hiç düşünmeden verilebileceğini de cesurca ortaya koymuşlardır.    

     Milletçe kahramanlarımızın ortaya koyduğu bu Çanakkale ruhunu kavramaya, kuşanmaya muhtacız. Bu ruh, birlik ve beraberliğimizin, huzurumuzun teminatı ve milletimizin emperyalist güçlere en güzel cevabıdır.      

     Kültür Memur-Sen olarak 97. yılını kutladığımız destanlaşmış bu zaferin yıldönümünde şehitlerimizi rahmet, minnetle ve şükranla anıyoruz.