Ahmet Gündoğdu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Topkapı Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen 'Toplu Sözleşmeye de, Toplumsal Sözleşmeye de EVET' konulu basın toplantısında, referadumda neden EVET oyu kullanacaklarını açıkladı.
<ğxml:namespace prefix = o ns = urn:schemas-microsoft-com:office:office />
Memur-Sen olarak, 'EVET' kampanyasını Mardin'den başlattıklarını hatırlatan Ahmet Gündoğdu, bu çalışmalarına Kızılcahamam'da gerçekleştirdikleri İl Temsilcileri Toplantısıyla hız verdiklerini belirtti. ''Toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de referandumda evet.'' ve ''12 Eylül'ü darbeyle kirlettiler Evet'le temizleyeceğiz'' yazan afişleriyle kampanyanın süreceğini de belirten Gündoğdu, ''Biz 12 Eylül'ün mağdurları olarak 12 Eylül'ün zulmüne uğramış bir halk olarak gereken cevabı sandıkta vereceğiz, topyekun yeni anayasanın yolunu açacağız. Referandum günü 82 Anayasası'nın mağduru veya yeni değişikliklerden faydalanacak olan memur, subay, kadın, engelli, gazi, hakim, savcı, davalı, davacı tüm kesimler sandığa gidecek ve şu düşüncelerle ''evet'' diyecekler'' dedi.
* ELİTLER, AYRICALIKLARI HAKLARINI KAYBETMEK İSTEMİYOR
Türkiye'de bugüne kadar görülmemiş bir değişim yaşandığını ifade eden Gündoğdu, ''Toplum mühendisleri, meclisteki projesiz muhalefet partileri, ihtilalci gelenekten gelen militer elitlerin oluşturduğu bir grubun ayrıcalıklı konumlarını yitirmemek için, Anadolu insanının sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik özgürlüğüne karşı sürdüre geldikleri savaşın post modern biçimiyle karşı karşıyayız'' şeklinde konuştu.
Türkiye'de bürokratik oligarşinin, milli iradeye dayanarak gelişen demokrasiyi kabullenemediğini de ifade eden Ahmet Gündoğdu, bu zihniyetin; toplumun kendi kendini idare etme gibi bir ehliyete ve dirayete sahip olamayacağı düşüncesinde olduğunu kaydetti.
Vatandaşın vergisini ödeyen, askerliğini yapan, gerekirse bu seçkinlerin hayat haklarını garanti altına almak için şehit olan ancak siyasi hayatta söz sahibi olmayan bir konuma itildiğini ifade eden Ahmet Gündoğdu, bütün bunlara karşın seçkinlerin de cumhuriyet, demokrasi, siyaset ve toplum mühendisliğinin kendi tekellerinde olduğu gibi sapık bir düşünce içinde olduklarına belirtti.
Demokratik hak ve özgürlüklerin belli sınıfların tekelinde olmayacağına dair bilincin kendini seçkin olarak adlandıranları rahatsız ettiğini de ifade eden Ahmet Gündoğdu, ''Bu zihniyet ülkeyi bir korku ve yasaklar imparatorluğuna dönüştürmüştür. İnsan hak ve hürriyetlerinin korunmasına yönelik olarak bir değişim yaşanmaktadır. Türkiye'de değişime direnen zihniyete göre ülkenin kan gölüne dönüşmesinin hiçbir önemi yoktur: hatta yüzlerce, binlerce vatan evladı şehit olabilir, yeter ki sahip oldukları ayrıcalıklara zarar gelmesin'' şeklinde konuştu.
* ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ MİLLİ BİR KAZANÇ
12 Eylül'de yapılacak referandumun, bir partinin hanesine kazanç girecek diye baltalamaya kalkışmanın akıl ve izanla bağdaşmadığını da dile getiren Gündoğdu, ''Asıl kazanacak olan milletin kendisidir. Bu yüzden referandumda evet demeye mecburuz. 12 Eylül den sonra 'yeni ve sivil bir anayasa' için daha geniş çaplı bir mücadelenin içinde olacağız. Aydınlık bir Türkiye'nin yolunu açacağız, geriye dönmemek için, hep ileriye gitmek için, çocuklarımızın geleceği için, Türkiye'nin geleceği için güçlü bir kararlılıkla ''EVET'' diyeceğiz'' dedi.
Anayasa değişikliğinin Ak Parti'nin teklifiyle yasalaştığına bakılmaması halinde, her sosyal demokratın evet diyeceğinin altını da çizen Gündoğdu, ''Maalesef ülkemizde anayasa yapana göre pozisyon alınıyor, içeriğine bakılmıyor. Dün 12 Eylülcülerden hesap sorulsun diye bas bas bağıranlar, bugün anayasa değişikliği gerçekleştiğinde 12 Eylülcülerden hesap sorulamayacak diyorlar. O zaman sormazlar mı; niçin 12 Eylülcülerden hesap sorulsun diye yıllardır kamuoyunu meşgul ettinizğ Peki siz nasıl hesap sormayı planlıyordunuzğ Onlar gibi darbe yaparak mığ Darbelere, darbecilere, yargısız infaz yapanlara, 12 Eylül öncesi halkları birbirine düşürüp kırdıranlara, Maraş'ta, Çorum'da Alevi-Sünni çatışması çıkaranlara, TİT'e, kontrgerillaya, gladyoya, Jitem'e her türlü çetelere hesap sorma vakti gelmedi miğ'' şeklinde konuştu.
* SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER GELİŞİYOR
Değişiklikliğin gerçekleşmesi halinde, sendikal özgürlüklerin genişleyeceğinin altını çizen Ahmet Gündoğdu, kamu çalışanlarının kazanımlarını şu şekilde açıkladı: ''Memur maaşlarının artışının önü açılıyor. Bu yıl, anayasa değişikliği millet tarafından onaylandığında son kez toplu görüşme masasına oturmuş olacağız. Şimdiye kadar kararlarının bağlayıcılığı olmayan Uzlaştırma Kurulu, anayasa değişikliğiyle Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olarak yeniden yapılandırılacak ve bu Kurul'un kararları kesin olacak. Artık, hükümetlerle anlaşırsak atılan imzalar kesin olacak. Anlaşamazsak, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'unun verdiği karar kesin olacak.''
Anayasa değişikliğinin toplumun bir çok kesimine yeni kazançlar sağladığını da vurgulayan Ahmet Gündoğdu, bu hususları ise, ''Değişikliklerle; işadamlarının yurtdışına çıkışına kolaylık geliyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey Anayasa'ya giriyor. İşçi sendikalarında grev hakkına getirilen kısıtlamalar kaldırılıyor. Grev esnasında meydana gelen olaylardan sendikanın sorumlu olacağına yönelik hüküm anayasadan çıkarılıyor. Siyasi amaçlı grev ve lokavt faaliyetlerine ilişkin yasaklar da kaldırılarak çalışanlar lehine iyileştirmeye gidiliyor. Bunun yanı sıra memurlar ve diğer kamu görevlilerine verilen uyarma ve kınama cezaları yargı denetimine açılıyor. Ayrımcılığa tabi tutulduğuna inananlar, AİHM yerine Anayasa Mahkemesine başvurabilecek'' şeklinde açıkladı.
* ANTİDEMOKRATİK YARGI KARARLARI ALINAMAYACAK
Yapılacak değişiklikle, Anayasa Mahkemesi'nin antidemokratik karar almasının zorlaşacağını da ifade eden Ahmet Gündoğdu, Kamu Denetçiliği ile de mahkemeye gitmeden kamu ile birey arasındaki ihtilafa çözüm yolu açıldığını dile getirdi.
Anayasa değişikliğine EVET demek için bir çok sebep olduğunu da söyleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sözlerini şu şekilde son verdi: ''12 Eylül darbecilerine yargılanma yolu açılıyor. Ordudan atılan askere yargı yolu getiriliyor. Kişisel verileri korumaya alan anayasa paketi ile fişlemeler tarih olacak. Darbecilerin sivil mahkemelerde yargılanması düzenleniyor. Yüksek yargıdaki vesayetçi anlayış sona eriyor. 13 bin hakim ve savcıya söz hakkı doğuyor. Yargıtay, Danıştay ve HSYK'da çalışan 250 hakim ve savcı arasında top çevirme işi sone eriyor. HSYK-Yüksek yargı paslaşması bitiyor, kapalı kast sistemine son veriliyor. Meslekten atılan hakim ve savcıya yargıda hak arama yolu veriliyor. İkili yargı sistemine son veriliyor. Asker demokratik rejime karşı suç işlese, darbe planı yapsa, askeri mahkemede yargılanıyordu. Şimdi sivil mahkemelerde yargılanacak. Askeri hakimler emir komuta zincirinden kurtuluyor, hakimlik teminatı geliyor. Yerindelik denetimi engelleniyor.''
* İstanbul Büyükşehir Belediyesi Topkapı Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen toplantıya, Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, Memur-Sen Genel mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri ve Enerji-Bir-Sen Genel Başkanı H.Bayram Tonbul, Memur-Sen Genel Mali Sekreteri ve Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Memur-Sen Genel Basın ve Halkla İlişkiler Sekreteri Halit Ortaköy, Memur-Sen Genel Eğitim ve Dış İlişkiler Sekreteri Ahmet Kaytan, Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı H.İbrahim Kütük, Birlik Haber-Sen Genel Başkanı Ali Erdoğan, Eğitim Bir-Sen adına Genel Sekreter Halil Etyemez, Bem-Bir-Sen adına Genel Sekreter Levent Uslu, bağlı sendikaların genel merkez yönetim kurulu üyeleri, Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Ahmet Yurtman, sendikaların şube başkanları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve basın mensubu katıldı.