30 Ağustos, emperyalizme karşı baş eğmemeye, var kalmaya kararlı bir milletin irade beyanının taçlandığı bir tarihin ifadesidir, milletin yeniden dirilişidir.
Bu büyük zafer, sömürgecilerin dünyanın dört bir yanını işgal edip yağmaladığı bir devirde, asırlar içinde bu toprakları kan ve terle yoğurarak vatanlaştıran bir halkın, bütün mazlumlara umut dolu seslenişidir. Batılı emperyalistlerin bütün hile ve desiseleriyle fiziki birliğini kaybetse de gönül ve şuur birliğini koruyan ümmetin de maddi yardımları ve dualarıyla ayakta kalan Türkiye, tarihten gelen misyonunu ortaya koyarak, sömürgecilere dur demiştir.
Ancak emperyalist devletlerin 94 yıldır bu topraklar üzerindeki kanlı işgal ve istila planları son bulmamıştır. O günden bu güne emperyalistler yeni oyunlarla karşımıza çıkmışlardır. Bugün de bu süreç devam etmektedir. Emperyalistler vekalet verdikleri FETÖ, DAİŞ, PKK/PYD gibi terör örgütleri ile ülkemiz ve bölgemizde yeni oyunlar sergilemektedirler. En son yaşadığımız 15 Temmuz darbe görünümlü işgal girişimi bunlardan biridir. Fetullahçı terör örgütünün milletin silahlarını emperyalistlerden aldığı vekaletle yine millete yönelttiğine hep birlikte şahit olduk. Fakat millet tıpkı tarihte olduğu gibi baş eğmedi, darbecilere karşı destansı bir direniş göstererek emanete sahip çıktı. Milletimiz, tıpkı 30 Ağustos zaferinde olduğu gibi emperyalistlerin oyununu 15 Temmuz gecesi bir kere daha bozdu.
Türkiye dün olduğu gibi bugün de emperyalizme direnmeye devam ediyor. 15 Temmuz’un hemen akabinde başlatılan terör dalgasına da direniyor, terör koalisyonun kirli planlarını yırtıp atıyor. Çünkü bu topraklar, tarihte adalet ve hürriyetle yoğrulmuş topraklardır. Çünkü bu topraklar, mazlumların umutla baktıkları topraklardır. Bu topraklarda fitne tutmaz, terör yeşermez. ihanet barınamaz.
Bu vesileyle, bu topraklara canını ve kanını veren şehitlerimizi bir kere daha rahmetle, gazilerimizi de minnetle anıyoruz.