Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, "Zalim Rusya ve Katil Esed'i, Bayırbucak Türkmenlerini yok etmeye yönelik saldırıları ve katliamlarından dolayı esefle kınıyor, lanetliyoruz. Genç Memur-Sen olarak, Bayırbucak Türkmenlerine asimilasyon ve sürgün politikalarıyla zulmedilmesine sessiz kalmayacağız, izin vermeyeceğiz. Bayırbucak Türkmenlerinin Yanında, Zalimlerin Karşısındayız" dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu gençlik teşkilatı Genç Memur-Sen Bayırbucak Türkmen bölgesine yönelik saldırıları ve katliamları kınamak için sahaya indi. Türkiye'nin 7 bölgesi 81 ilinde yapılan eylemlerin İstanbul'daki adresi Rusya Konsolosluğu, Ankara'da ise Rusya Büyükelçiliği oldu.
Genç Memur-Sen üyeleri, eşzamanlı düzenlediği kitlesel eylemlerde Bayırbucak'ta yaşatılan zulmü, Esed rejimini ve Rusya'yı sık sık "Zalimlerin Karşısında, Direnişin Yanındayız, Bayırbucak Ebedi Ocak, Bayırbucak Sahipsiz Değildir, Zalim Rusya Suriye'den Defol" sloganlarıyla protesto etti. Ellerinde, "Zalimlerin Karşısında, Direnişin Yanındayız, Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek, Suriye Halkı Yalnız Değildir, Yaşasın Suriye Direnişimiz, Silahlar Sussun Çocuklar Büyüsün" yazılı dövizlerle elçilik önüne gelen Genç Memur-Sen üyeleri zulme tepki gösterdi.
Ankara'daki eylemde Rusya Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yapan Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan, kamuoyuna çağrıda bulunarak, Bayırbucak'ta yaşatılan zulme tepki gösterilmesi çağrısında bulundu.
İşte Genç Memur-Sen Genel Başkanı Eyüp Beyhan tarafından yapılan açıklama:
Bugün mazluma sahip çıkma günü. Bugün Esed'e, Putin'e, DAEŞ'e, İran'a ve zulme ortak olan bütün zalimlere, canilere ve vahşilere karşı olduğumuzu haykırma günü.
Genç Memur-Sen olarak, insani, vicdani ve tarihimizden beslenen sorumluluğumuzu yerine getirmek için bugün buradayız.
İnsanlığını kaybetmemiş vicdan sahibi herkesin bizimle birlikte olduğunu, mağdurlara ve mazlumlara sahip çıkmanın yürek yangınını taşıdığına inanıyoruz.
Vahşet saltanatını sürdürmek için ülkesini cehenneme çeviren, kendi halkına zulmeden Esed, sözde DAEŞ'le mücadele için bölgeye gelen emperyalist Rusya'nın, bölgeyi kendi inancı doğrultusunda tahkim etmek isteyen İran'ın desteğini alıyor, hep birlikte Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı köylere fosfor ve misket bombaları yağdırıyorlar. Üstelik kadın, çocuk, yaşlı demeden sivilleri öldürüyorlar.
Zalim Rusya'yı, Katil Esed'i, Bayırbucak Türkmenlerini yok etmeye yönelen saldırıları ve katliamlarından dolayı esefle kınıyor, lanetliyoruz.
Mazlumun dinini, ırkını, mezhebini hiçbir zaman sormadık. Kimden gelirse gelsin zulmün karşısında, kim olursa olsun mazlumun yanında olduk. Bu anlayışla, Bayırbucak Türkmenleri başta olmak üzere Suriye'de hayatını kaybeden Türkmen, Arap ve Kürt kardeşlerimize, masum ve mazlum insanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz
Genç Memur-Sen olarak, Bayırbucak Türkmenlerine asimilasyon ve sürgün politikalarıyla zulmedilmesine sessiz kalmayacağız, izin vermeyeceğiz.
Uluslararası toplumu; Putin, Esed, DAEŞ, İsrail ve İran ortak yapımı zulüm sahnesini yıkmaya ve vahşet senaryosunu yırtmaya davet ediyoruz.
Biz bütün insanlığı, her türlü katliama karşı birlikte hareket etmeye, kan ve gözyaşına el birliğiyle son vermeye davet ediyoruz.
Ben, sen, o değil biz olursak Esed gider, vahşet biter.
Siyah, beyaz, sarı ırk diye ayrılmaz, insanlık noktasında buluşursak DAEŞ tükenir, barış ve huzur ümidi filizlenir.
Şii, Sünni, Süryani, Nasrani, alevi diye kamplara ayrılmaz, dindarlık noktasında buluşursak; Ortadoğu'da insanlar petrolden daha değerli hale gelir. Sömürü biter, emperyalist şebeke bölgeyi terk eder.
Zengin-Fakir, Arap-Türk, Hristiyan-Müslüman ya da başka karşıtlıklar üretmekten vazgeçersek analar evlatsız, çocuklar babasız, kadınlar yuvasız kalmaz. Terör de, vahşet de, zulüm de insanlığın hayat hikayesinden def olup gider.
Buradan, başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını, sendikaları, esnaf odalarını, iş adamı derneklerini, üniversiteleri, medya kuruluşlarını ve 78 milyon milletimizi, ağır bombardıman altında olan Türkmenlerin sesi olmaya, mazlumlara sahip çıkmaya, zulme ve zalime ortak tepki göstermeye davet ediyoruz. Bölgede oynanan oyunları, kurulan tuzakları, ve planlanan senaryoları boşa çıkarmak için herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz.
Bayırbucak'ta, Türkmen Dağı'nda, Suriye'de olanlardan "bize ne" diyemeyiz. Orada tarihimiz var. Orada asırlardır süren kardeşliğimiz var. Orada mazlum insanlar ve öldürülmek istenen insanlık var.
Orada yaşayan kadın ve çocuklar, canlarına kasteden eli kanlı katil Esed ve destekçisi Rusya'nın zulmüne terk edilemez.
Biz de onların zulmüne karşı çıkarak, mazluma omuz vererek tarihin bize yüklediği sorumluluğu yerine getireceğiz. Böylece tıpkı ecdadımız gibi merhamet tarihinin adalet sayfalarında yerimizi alacağız.
Biz merhameti, barışı, kardeşliği, demokrasiyi ve uluslararası adaleti savunan çağın medeniyet gençliği olarak, susmayacağız. Katliamlara, zulme ve zalimlere karşı sesimizi yükseltmekten hiç geri durmayacağız.
BURADAN HAYKIRIYORUZ!
EY İNSANLIK!
Ayağa kalkalım, dünyayı ve insanlığı terörden, vahşetten ve sömürüden kurtaralım.
EY İNSANLIK!
Paris'te öldürülen insanlar için ağlaman, bizi umutlandırmıştı. Umudumuza katran dökme, Bayırbucak için de ayağa kalk.
EY İNSANLIK!
Seninle birlikte haykırmak istiyoruz.
Zulme son vermeyeni de zalime dur demeyeni de zalimin suç ortağı sayacağımızı haykırıyoruz. Unutulmasın ki; "suçu işleyenler kadar suça göz yumanlar da suçludur". Hangi din, mezhep, uyruk ve inanca sahip olursa olsun, dünyanın neresinde olursa olsun, her türlü zulme karşı duruşumuzu bir kez daha haykırıyoruz.
Başta Bayırbucak olmak üzere, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nden, Karabağ'a, Arakan'dan Filistin'e kadar, bütün mazlumların yanında olduğumuzu, zulmü bitirmeye kararlı olduğumuzu haykırıyoruz.
ÇAĞIN GENÇ ERDEMLİLER HAREKETİ OLARAK BİZ;
Başta Türkiye olmak üzere tüm dünya milletlerini, devletlerini, BM'yi, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı, Avrupa Birliği'ni ve Arap Birliğini, akan kanı durdurmak üzere birlik olmaya, sergileyecekleri kararlı tutumla zulme engel olmaya davet ediyoruz. Dünya artık Suriye halkına, Bayırbucak Türkmenlerine yapılan zulme sessiz kalmamalı, seyirci olmamalıdır.
Genç Memur-Sen olarak, Bayırbucak'ta yaşanan vahşete son vermek için soruyoruz; Rusya'nın Suriye'de soydaşı mı var? Rusya'nın Bayırbucak'ta dindaşı mı var? Rusya'nın Suriye'ye sınırı mı var? Rusya'nın uçaklarının, askerlerinin Suriye'de ne işi var? Rusya'nın DAEŞ'le mücadele etmek gibi bir derdi yok. Katil Esed'i destekleme hedefi var. Vahşete ortak olmak, zulme paydaş olmak, sömürü masasına oturmak hedefleri var.
Türkiye'nin gençleri olarak, bu katliamlara, ortaklarına, Esed'e ve Rusya'ya sessiz kalmayacağız. Buradan sesleniyoruz: Zalim Rusya, piyonun Esed'i, katil Esed'i de alıp bölgeden defol. Ölüm kusan uçaklarını, kan akıtan askerlerini de al, bölgeden defol. Ey Putin, cani arkadaşın, vahşet ortağın Esed'i Kremlin'de misafir edebilirsin ama İslam topraklarından defol. Ey Putin bölgeden kanlı ellerini çek.
Genç Memur-Sen olarak, güç odaklarının uluslararası çıkarlarına, silah tüccarlarının kâr hırslarına, zalimlerin kan emici heveslerine karşı masum çocukların, mazlum insanların yanında olmaya, arkasında durmaya devam edeceğiz ve hep birlikte haykıracağız;
"Yaşasın çocuklar, kahrolsun zalimler"
"Yaşasın insanlık, kahrolsun katiller"
"Yaşasın mazlumlar için direnenler, kahrolsun zalimlere destek verenler"
"Yaşasın, zalimler için cehennem"
Bu duygularla, Bayırbucak Türkmenlerine destek çağrımıza, Esed'e ve tüm zalimlere lanet haykırışımıza katkı veren bütün kardeşlerimize, basın mensuplarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.