Suriye’deki mahpus kadınların yaşadığı drama dikkat çekmek için Memur-Sen tarafından organize edilen Meşaleli Vicdan Yürüyüşü Ankara’da gerçekleştirildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde gerçekleştirilen yürüyüşte binlerce kadın, ellerindeki meşalelerle Suriyeli kadınların aydınlık geleceği için haykırdı.
Dünyanın pek çok ülkesinde ve Türkiye’de sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenen Vicdan Hareketi kapsamında, Suriye’deki tutuklu kadın ve çocukların yaşadıklarına dikkat çekmek için Ankara’da gerçekleştirilen yürüyüş Memur-Sen Genel Merkezi önünden başlayıp 1. TBMM Meclisi önünde son buldu.
Türkiye ve dünyada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle aynı günde gerçekleştirilen yürüyüşe katılan binlerce kadın Suriye’deki kadınlar için haykırdı.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ve Suriye hapishanelerinde tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Mona Barakeh’in konuşma yaptığı eyleme Memur-Sen Genel Başkan yardımcıları, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu üyeleri ile binlerce kadın katıldı. Yürüyüşte Suriye’deki kadınlar için özgürlük sloganları atıldı, dünya kamuoyunun sessizliğine tepki gösterildi.
Memur-Sen Genel Merkezi önünden başlayıp Ulus’ta son bulan yürüyüşün ardından 1.TBMM binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Yalçın: Dünya Şimdi Harekete Geçmeyecekse Ne Zaman Geçecek?
Basın açıklamasında bir konuşma yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Suriyeli kadınların yaşadıklarına sessiz kalınmaması gerektiğini söyledi. “Kadınlara ilişkin süslü cümleler kurarak, gurur okşayacak vaatlerde bulunarak günü geçirmek değil zindanda tutsak kalan mahpus kalan kadınların talihini değiştirme, özgürlüğüne kavuşturma zamanıdır” diyen Yalçın Suriye’de yaşanan savaşın en çok kadın ve çocukları mağdur ettiğine dikkat çekti.
“Yanı başımızda kirli bir savaş devam ediyor. Dünya, insanlık onuru ayaklar altına alınırken sessiz kalıyor” diyen Yalçın, “Umut varsa dünya yaşanmaya değer. Buraya gelen arkadaşlarımız umudu tazelemek; Suriye’de zindanlarda işkence gören, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı o fotoğrafı ortadan kaldırmak için dünyaya umut aşılamaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı
Suriyeli kadınların insanlık dışı muamelelere tabi tutulduğunu vurgulayarak “Bugün değilse ne zaman?” diye soran Yalçın, uluslararası Kuruluşlara çağrıda bulundu “Buradan bütün uluslararası kuruluşlara, Birleşmiş Milletlere, İslam İşbirliği Teşkilatlarına çağrıda bulunuyoruz eğer bugün toplanıp Suriye’de insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına karşı koymayacaksanız, buna karşı çıkmayacaksanız ne zaman karşı çıkacaksınız?” ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye’nin ve dünyanın pek çok yerinde Suriyeli kadınlar için toplanıldığını belirten Yalçın, “Ülkemiz dışında çeşitli ülkelerde vicdan hareketi sesini yükseltti. Ülkemizde 81 vilayetten kadınlar bir araya gelerek, seslerini yükseltiler ve bir çağrıda bulundular. İstiyoruz ki rejimin hapishanelerinde hiçbir tutsak kadın kalmasın ve dünya onlar için harekete geçsin” diye konuştu.
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun çağrısıyla toplanan kadınlara teşekkür eden Yalçın, “İnsanlık onuru daha fazla ayaklar altına alınmasın diyoruz. Vicdan sahibi kuruluşlar bir araya gelerek dünya kamuoyunun harekete geçmesini sağlamalı. Bu çağrıyı her yere yaymalıyız” dedi.
Yalçın ayrıca Vicdan Hareketi’nin internet üzerinden başlattığı imza kampanyasına da destek çağrısında bulundu.
Aydın: Dünya, Mazlumların Çığlığına Kulak Tıkamaya Devam Ediyor
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında Suriye’deki savaşın bilançosuna dikkat çekildi.
8 yılı geride bırakan Suriye savaşında 2011’den bugüne savaş süresince bir milyona yakın insanın rejim ve müttefikleri tarafından katledildiği milyonlarca kişi zorunlu göçle mülteci konumuna düştüğü ifade edilen, Türkçe ve Arapça yapılan basın açıklamasında, dünya kamuoyunun sessizliğine de tepki gösterildi.
BM Suriye Araştırma Komisyonu’nun verilerini paylaşan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, “Bu kirli savaş; 22,900 kadının canına mal olurken 300 binin üzerinde kadının yaralanmasına neden oldu. 7,5 milyon kadın iç ve dış göçe maruz kalarak yerinden edildi. Sadece resmi hapishane ve karakollarda bu güne kadar 13.500'ün üzerinde kadın Suriye rejimi tarafından hapsedildi ve resmi rakamlara göre 7.000’in üzerinde kadın hâlâ bu hapishanelerde her gün işkence görmekte, istismara uğramakta, insanlık dışı eziyetlere maruz kalmaktadır.” şeklinde konuştu.
Dünya kamuoyunun sessizliğine dikkat çeken Aydın “Dünya, mazlumların çığlığına kulak tıkamaya devam ediyor. Tıpkı Bosna’da olduğu gibi, Tıpkı Irak’ta olduğu gibi, Tıpkı Afganistan, Arakan, Filistin, Doğu Türkistan’da, Keşmir’de Yemen’de olduğu gibi…” ifadelerini kullandı.
Dünya kadınlar günü nedeniyle Suriyeli kadınların yaşadıklarına dikkat çekmek istediklerini belirten Aydın, “Bugün dünya kadınlar günü. Suriyeli kadınların hapis, işkence, infaz, istismar gibi savaş suçlarına maruz bırakılmalarına tüm dünyanın dikkatini çekmek istiyoruz” diye konuştu.
“Suriyeli Kardeşlerimizin İnsanlığa Dair Umutları Tükenmesin Diye Buradayız”
Suriyeli kadınların yaşadıklarına tüm dünyanın sesini yükseltmesi gerektiğini ifade eden Aydın “Yanı başımızda zulmün en ağırını, en onur kırıcısını, en alçakçasını yaşayan Suriyeli kız kardeşlerimize seslerini duyduğumuzu, canımızın yandığını, dertlerini dert edindiğimizi göstermek için buradayız. Çığlıklarının duyma eşiklerimizin altında kalmadığını göstermek için, insanlığa dair umutları tükenmesin diye, buradayız.” diye konuştu.
Dünyanın ideolojik ve siyasi farklılıklarını bir kenara bırakarak, insanlık ailesinin vicdanlı bireylerinin bu sese kulak vermesini; Suriye’de savaş nedeniyle mahpus durumda olan kız çocuklarının, kadınların serbest bırakılmasını ve savaşlarda kadınların korunması için etkin tedbirler alınmasını isteyen Aydın, geçtiğimiz yıl 52 ülkeden kadınların katıldığı Vicdan Konvoyu’nu hatırlattı.
Geçen yıl olduğu gibi bu yılda dünyanın pek çok yerinde bugün çeşitli eylemlerin gerçekleştirildiğini ve bu eylemlerde dünyadaki vicdanlı kadınların bir araya geldiğini belirten Aydın, “İnancı, dili, rengi farklı olan insanlar o gün olduğu gibi bugün de insanlık ortak paydasında bir araya geldiler.” diye konuştu.
“İnsanlık Yaşadığı Buhrandan Ancak Vicdan İle Çıkar”
“İnsanlığın harcı vicdan olan bir örgütlülüğe ihtiyacı var.” diyen Aydın, “Merhameti insanlığa can suyu olan kadınlar olarak bu örgütlülüğün ilk tohumlarını vicdan konvoyu ile attık. Bugün o fidan, Vicdan Hareketiyle, gölgesine bütün mazlumları alabilecek bir merhamet çınarına dönüşüyor.” Şeklinde konuştu.
1 milyon üyesi adına Memur-Sen olarak dünyanın vicdanına seslendiklerini vurgulayan Aydın, “Bu sesi sağır kulaklara duyurana kadar susmayacağız. Ten renklerimiz, inançlarımız farklı olsa da gözyaşlarımızın rengi aynı. Dillerimiz farklı olsa da; acının ve gözyaşının dili aynı. 7 bin kadının esaretini, gördükleri işkenceleri görmeyen gözlere gösterene kadar durmayacağız. 7 bin kadın ve çocuğun sesi insanlığın sesiyle buluşana kadar susmayacağız.” diyerek sözlerini noktaladı.
Barakeh: Binlerce İnsan İşkence Görmeye Devam Ediyor, Harekete Geçin
Suriye Esed rejiminin hapishanelerinde uzun süre tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Suriyeli Mona Barakeh ise Suriye’deki kadınların yaşadıklarını anlattı. Barakeh, Esed rejiminin insanlık dışı muamelelerle özellikle kadın, çocuk, yaşlı ve gençleri göz altında tuttuğuna dikkat çekti.
Barakeh “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin birinci maddesine göre tüm insanlar özgür doğarlar ve haklar açısından eşittirler. Ancak Suriye hapishanelerinde ne insan hakları ne eşitlik var. Onlarca kadın, çocuk ve yaşlı, yalnızca insani yardım faaliyetlerinde bulundukları için işkenceye maruz kalıyorlar” şeklinde konuştu.
Dünya kamuoyuna seslenen Barakeh, “Bu tarihi sorumluluğunun yükünü sizler kaldırmaktasınız. Acilen insani kararlar çıkarıp hapishanedeki kadınların ve çocukların kurtarılması için gereken adımların atılmasını istiyoruz. "Oradaki zulüm sadece kadınlarımızla da sınırlı değil. Çocuklar ve yetişkin erkeklere de bu işkenceleri sürekli yapıyorlardı. Ben hapishaneden bir şekilde çıkmayı başardım ama orada her gün binlerce insan işkence görmeye devam ediyor. Dünyanın bütün vicdan sahibi insanlarına, kurumlarına, devletlerine sesleniyorum; kadınların ve çocukların Suriye hapishanelerinden kurtarılması için harekete geçin.” ifadelerini kullandı.