İl Temsilcileri toplantısında 81 ilden gelen Memur-Sen Temsilcilerine hitap Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Biz milletin hayrı için insanımızın selameti için vesayetin def’i, ihanetin tasfiyesine tarafız. Biz milletten yana tarafız. Doğruya destek, yanlışa köstek olmaktan kaçınmayız. Vesayetle mücadele ve vesayetsiz bir ülkeyi inşada öncülük ve paydaşlık yapmayı emek mücadelesinin gereği olarak görüyoruz” dedi.
Memur-Sen Konfederasyonu İl Temsilcileri toplantısı, 15 Temmuz etkinlikleri öncesi İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıya Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Yönetim Kurulu üyeleri, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, diğer sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile 81 İl temsilcisi katıldı.
Toplantıda Genel Başkan Ali Yalçın, 81 il temsilcisine hitap etti.
Yeni Ufuklara Yürümenin Huzurunu Yaşatanlara Selam Olsun
Konuşmasına teşkilata teşekkür ederek başlayan Ali Yalçın, Memur-Sen’in 1 milyonu aşan ilk konfederasyon olduğunu belirtti. Yalçın, “10 yıl boyunca bütün hizmet kollarında üye sendikaları yetkili olan ilk ve tek konfederasyon olduk. Hem kamu hem de işçi sendikacılığında böyle bir başarı daha önce hiç yakalanamadı. ILO’da Türkiye emek kesiminin delegeliği Memur-Sen tarafından yapıldı. Bir milyonu aşan büyük Memur-Sen ailesi mensubu olmanın onurunu, Soylu mücadeleyi azimle sürdürmenin gururunu, Adanmışlıkla yeni ufuklara yürümenin huzurunu yaşatanlara ve yaşayanlara selam olsun. Biz en büyük emek hareketi değiliz; Aynı zamanda bir erdem hareketiyiz. Akif İnan’ın birikimiyle başlayan, Ahmet Gündoğdu’nun enerjisiyle zirveye çıkan, bugün zirvenin ötesini hedefleyenleri alkışlıyor, her birinize tek tek minnet ve şükranlarımı arz ediyoru” diye konuştu.
Türkiye Türkiye’den, Memur-Sen’in Tasası da Türkiye’den İbaret Olamaz
Yalçın, “Milletin kurumları, yerli ve mili sivil toplum kuruluşları büyük badireler atlattılar” diyerek, “Hedef alındılar, Yok sayıldılar, Milletle yürümenin bedelini ödemeye maruz bırakıldılar. Bırakın emeğin haklarını artırmayı, ekmeği korumayı dahi suç saydılar. O günlerden bugünlere ulaşmak elbette kolay olmadı. Memur-Sen inanmışlığın, kararlılığın, tutarlılığın, dava adamlığının destanıdır. Biz, Hak’tan yana olmanın erdemini Türkiye’yle sınırlı tutamayız. Türkiye’deki vesayetle, darbe düzeniyle mücadele etmekle yetinemeyiz. Aynı azimle küresel vesayete, emperyalist eziyete, kapitalist zihniyete karşı da mücadele vermeliyiz. Emek, para kazanmaya sendikacılık da, ücret mücadelesine indirgenemez. Emek, insana ait olduğu için değerlidir. İnsan onurunu korumayan çalışma, emek kadar onur sömürüsüdür de. Biz bu bilinçle; Özgürlük, demokrasi, saygın iş, insan onuru için bütün yerküreyi sendikal mücadele ve ortaklaşma alanı olarak gördük” dedi.
Memur-Sen başarılarından söz eden Yalçın, ülke konfederasyonları, kıtasal çatı kuruluşlar ve küresel emek örgütleriyle diyalog ve işbirliği geliştirildiğini belirtti. Üç yılda; Biri, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin ağırlıkta olduğu, diğeri İLO’da temsil edilen 105 ülkenin katıldığı iki büyük Konferans gerçekleştirdiklerini anlatan Yalçın, “Filistin ve Kudüs’ü Destekleyen Sendikalar Birliği kuruluşunu tamamladık. TODAİE ile birlikte Uluslararası Sendikacılık Okulu. 75 ülkeden genç sendikacılara uzmanlık eğitimi. Bu programlarda en sık duyduğumuz cümle şu: “Memur-Sen sendikacılıkta tarih yazıyor, sendikal mücadelede devrim yapıyor.” Üye sayımız artıp, ilişki ağımız genişledikçe kazanımlarımızla birlikte sorumluluklarımız da büyüdü. Büyümenin ödülü olduğu gibi bedeli de var: Daha çok çalışmak, daha fazla ter akıtmak! Çünkü bizim sendikal mücadelemiz; İnsanı onurla, dünyayı huzurla, insanlığı refah ve felahla buluşturmaya gayret; İnsanı yaşatmaya, insanca yaşamaya, Hakkı anlatmaya, hakikati tanıtmaya hizmettir” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen Emek, Özgürlük ve Bağımsızlık Hareketidir!
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Sendikal mücadelemiz; özgürlükleri sadece sendikal haklar noktasında savunma, siyaset kurumuna yaslanma ve siyasi partinin arka bahçesi olma ayıbından beridir. Özgürlük alanlarının genişlemesini istediğimiz gibi; Özgürlüklere, millet iradesine yönelik her saldırının da karşısında yer alırız. Özgürlüklerin yararlanıcısı kadar inşacısı da olmak zorundayız. Biz, bir siyasi kimliğin, bir partinin taraftarı değiliz. Biz milletin hayrına, insanımızın selameti, vesayetin def’i, ihanetin tasfiyesine tarafız. Biz milletten tarafız. Doğruya destek, yanlışa köstek olmaktan kaçınmayız. Vesayetle mücadele ve vesayetsiz bir ülkeyi inşada öncülük ve paydaşlık yapmayı emek mücadelesinin gereği görüyoruz. İstikrarsız siyasetin; Yani koalisyonların, Hükümet kurdurmama operasyonlarının, Hükümetlere kumpasların bedelini hem madden hem manen ödemiş bir milletiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş sürecinde öncü ve önde olduk. Çünkü siyasi istikrar, ekonomik istikrarın; Ekonomik istikrar da emeğe verilecek itibarın hammaddesidir. 2010 ve 2017 referandumları ile 1 Kasım ve 24 Haziran seçimlerindeki tavrımız; Milletle aynı yönde yürüdüğümüzün, Emek kesiminin ortak hak ve menfaatlerini gözettiğimizin tescilidir.”
Sendikalarımızın, Üyelerimizin, Kazanımlarımızın Zarar Görmesini Engelledik
24 Haziran itibariyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin fiilen başladığını hatırlatan Yalçın, 703 sayılı KHK ile; kimi bakanlıklar, kurum ve kuruluşların kapatıldığını, kimilerinin birleştirildiğini, kamu görevlilerine yönelik ise bazı yasal düzenlemelerde değişikliğe gidildiğini anlattı.
Yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile; Kamu üst düzey yöneticileri, Kamudaki kadro düzenlemesi Cumhurbaşkanlığı ve idarenin genel teşkilatlanması hakkında düzenlemelerin yapıldığını sözlerine ekleyen Yalçın, bu düzenlemelerin; kamu görevlileri sıfatına, mevcut haklara, iş ve maaş güvencelerine yönelik tek bir hüküm ve olumsuzluk içermediğini söyledi.
Yalçın şöyle devam etti: “Görevleri, görev yerleri, unvanları, kurumları, Bakanlıkları değişen arkadaşlarımız var, Fakat hak ve kazanımlarla ilgili mağduriyeti olan arkadaşlarımız yok. 15 Mayıs 2019 tarihine kadar sendikal örgütlenmeye ilişkin haklar, 31/12/2019 tarihine kadar da toplu sözleşmeden kaynaklanan haklara ve kazanımlara ilişkin mağduriyet üretilmesi ihtimali bulunmuyor. Bu yönüyle sendikalarımızın, üyelerimizin, kazanımlarımızın zarar görmesini engelledik. Yeni sistemin, mağduriyetler değil imkanlar üretmesi için; sendikalarımızın genel merkezleri, Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu ve uzman personelimiz ile birlikte ortak çalışmalar yapıyoruz. Konfederasyonun açıklamalarına sendikalarımızın, şube ve il temsilciliklerimizin bağlı hareket etmesi son derece önemlidir.”
Zammı Enflasyon Canavarı Değil Masanın Tarafları Belirlesin
Haziran ayında yıllık bazda en yüksek enflasyon oranlarını gördüklerinin altını çizen Yalçın, “Temmuz ayı itibariyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine, %5.17 oranında enflasyon zammı yapılacak. Biz hep şunu söyledik: ‘Kamu görevlileri ile emeklilerin maaşlarını enflasyona ezdirmemek hedef değil görevdir.’ Hedef; enflasyonun üzerinde zam, refah artışı ve büyümeden pay almaktır. Yılın ilk altı ayında ortaya çıkan tablo, haklılığımızı tescilliyor. ‘Madem böyle düşündünüz, niçin imzaladınız’ diyenlere: Son günün son anına kadar direnmeseydik, 4+3,5 oranının Hakem Heyetinde çıkacağını kimse iddia edemez. Temennimiz enflasyonunun düşmesi; teklifimiz refah artışı ve büyümeden pay verilmesi. Kısaca biz enflasyona karşı koruma değil refahtan ve büyümeden pay alma derdindeyiz. Enflasyon artışı, maaşları yükseltse de gerçekte gelir vergisi mağduriyeti nedeniyle hem maaş hem de yıllık gelir kaybı oluşturuyor. Bu yüzden Hükümeti bu durumu düzeltmeye; gelir vergisi oranlarında sabitlemeye ya da gelir vergisi matrahlarını enflasyon oranında artırmaya davet ediyoruz. Yeniden değerleme oranı ile enflasyon oranı arasındaki fark; yüksek gelir vergisi oranından kesinti yapılacak matraha erken aylarda girilmesine ve kamu görevlilerinin gelirlerinin düşmesine sebep oluyor. Hükümetin öncelikle bu konuda karar almalı ve bu karar 1 Temmuz’da cari olmalıdır. Kamu görevlilerine seçim sürecinde verilen vaatlerin yerine getirilmeli Bayram ikramiyesinin kapsamına kamu görevlileri de dahil edilmelidir. 3.600 ek gösterge düzenlemesi kapsamı genişletilerek hayata geçirilmelidir. Ek gösterge; hizmetlilerin, yardımcı hizmetler sınıfındaki diğer personelin, genel idare hizmetleri sınıfı ile diğer hizmet sınıflarındaki personele de verilmeli” ifadelerini kullandı.
Mehmet Akif İnan Vakfımızla; Memur-Sen’li Olmanın Ayrıcalığı Daha Fazla Hissedilecek
“Dayanışma aidatı ya da toplu sözleşme ikramiyesi talebimizden vazgeçmiş değiliz” diyen Yalçın, “Dayanışma aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesiyle elde edilecek gelir artışını; üyelerimizin giderlerini ve harcama tutarlarını düşürerek sağlayacağız. Bu amaçla Mehmet Akif İnan Vakfımız ile PTT arasında yürütülen işbirliğiyle Motif Kart başlatıyoruz. Bu kart hem aidiyeti destekleyecek hem de sendikalarımıza üye olma isteğini yükseltecektir” dedi.
Hizmet Binamıza Yakında Taşınıyoruz
Konuşmasında Yalçın, yeni hizmet binasına taşınacaklarını da belirterek, “Çeyrek asırlık tarihimiz ve kimliğimizi yansıtacak, bütün sendikaların bir arada bulunacağı hizmet binamıza yakın bir tarihte taşınıyoruz. Soylu mücadelenin ortağı bütün sendikalarımız, emeğe değer katmak, kamu görevlilerine kazandırmak için aynı çatı altında hizmet verecek. Dava, hedef ve mücadelemiz ortaklığımıza, mekan ortaklığını ekliyoruz. Tek katlı, tek odalı genel merkezleri, Aynı dolabın çekmecelerinin sendikalar arasında pay edildiğini unutmayalım. Ne hizmet binasını, ne hizmet aracını itibar aracı görmedik, görmeyiz, görmeyeceğiz. Biz, binamızın yüksekliği ile değil davamızın yüceliğiyle övünürüz. Konfederasyonumuzun ve üye sendikalarımızın aynı çatı altında toplanmasıyla; İstişare, otak metin oluşturma, ortak eylem gerçekleştirme gibi birçok avantaj elde edeceğiz. Memur-Sen’in hizmet binamız il hatta ilçe temsilciliklerimize örnek olacaktır. Kardeşliği, birlikte iş üretme kültürünü öncelikle bunu kendi zeminimizde üretmeliyiz” diye konuştu.
15 Temmuz; Emperyalist-Siyonist İşbirliğinin Taşeronu FETÖ’nün Darbe Girişimidir
Yalçın, yarın 15 Temmuz’ın yıldönümü olduğunu hatırlatarak, 15 Temmuz’un faziletin ihanete, izzetin zillete, devletin küresel çeteye galebe çaldığı gün olduğunu kaydetti. Yalçın, “15 Temmuz; Emperyalist-siyonist işbirliğinin taşeronu FETÖ’nün terörist darbe teşebbüsüdür. Milleti esaret, devleti vesayet altına almanın, vatanı işgale hazırlamanın peşindeki hain ve sinsi bir örgütün, kanlı kalkışmasıdır. O gece meydanlara tarihinin uyanış idrakinin şahlanış merasimidir. Biz o gece 1 milyon üyemizle kuruluş irademizin, kurucularımızın teslim ettiği emanetin hakkını teslim ettik. FETÖ’yü makul, mankurtları mağdur göstermek gaflet ve delalet ve son durağı ihanet. OHAL’in tesisi gibi kalkması da bir zorunluluktur. OHAL komisyonunun kurulması önemli ama daha etkili çalışması gerek” şeklinde konuştu.
Gençler ve Kadınların Sorumluluk Alması; Güçlü Türkiye Hedefi İçin Elzem
“Gençlere yol açmalı, yön göstermeli, destek vermeliyiz” diyen Yalçın, “Genç Memur-Sen, bu anlayışın ve arayışın eseridir. Bizi güçlü kılacak olan gençlerin emaneti bizimle beraber emaneti taşımasıdır. Kendisini geçecek çırak yetiştirmeyen bir ustalık ustalık olmaz. Bizi geçenler, bizim eğitimimizden geçenler olsun. Gençlerimizle nizanın değil, bizi kurtaracak eşsiz rıza’nın peşinde olalım. Geç Memur-Sen’in faaliyetlerinden, projelerinden gurur duyuyoruz. Mutlaka hata yapanlar, yolu şaşıranlar, yoldan çıkanlar vardır, olacaktır. Tecrübenin tahammülü ile gençliğin tahayyülü birleşince, ihtiyacımız olan tekemmül daha hızlı gerçekleşir” ifadelerini kullandı. Kadın kamu görevlileri için pozitif ayırımcılık teklif eden Memur-Sen’in, kadın sendikacılar için bunu bizzat yapmakla mükellef olduğunu da sözlerine ekleyen Yalçın, “Kadın komisyonlarımıza niteliksel ve aksiyoner bir çerçeve kazandırmak zorundayız. Gittiğimiz illerde görüyoruz, sendikal alana kadın eli değen iller müthiş bir hız kazanıyor. Kamu görevlilerimizin yarısı hatta biraz daha fazlası kadınlardan oluşuyor. Kadın üye sayısını artırmazsak atalet ve donma yaşarız. Kadın Komisyonumuz; Birleşmiş Milletlerde, G-20’de, İslam coğrafyasındaki faaliyetlerimizde, Uluslararası sendikal alana ilişkin işbirliği süreçlerinde çok önemli misyonlar üstlendiler” dedi.
Programda Genel Başkan Ali Yalçın’ın hitabından sonra il temsilcileri tek tek söz alarak, emek ve Türkiye gündemini değerlendirerek fikirlerini beyan etti.
Program aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.