Memur-Sen Kadınlar Komisyonu 2. Türkiye Buluşması büyük coşkuyla gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katıldığı programda Türkiye’nin ve örgütlü gücün gelişiminde kadınların etkin rolüne vurgu yapıldı.
Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirilen ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadın katılımcılarla gerçekleştirilen programa Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Genel Başkanımız Mecit Erdoğan, Genel Başkan Yardımcılarımız Fahri Ekinci, Hamdi Usta, Kültür Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanımız Ayşen Topaloğlu, Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte çok sayıda davetli katıldı.
Programda kadın teşkilat üyelerine hitap eden Genel Başkan Yalçın konuşmasına, vefatının 24’üncü yıldönümünde Mehmet Akif İnan’ı anarak başladı. Vicdan ve şefkat kahramanları olarak 6 Şubat depremleri sonrasında düzenlediği yardım kampanyalarını, Gazze’deki masumlar için düzenlenen Diyarbakır mitingini ve yapılan birçok büyük çalışmanın altında imzası olan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nu tebrik eden Yalçın, “Her eylemde, her etkinlikte, en üst düzeyde katılım için sorumluluk alan teşkilatın başkanlarına, yöneticilerine, lider kadınlarına her bir üyesine yürekten teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Ali Yalçın’ın konuşması esnasında salondaki kadınlar tarafından Filistin’e destek sloganı atıldı ve katil İsrail’in mallarını boykot eden çantalar kaldırıldı.
“Birçok kazanımın altında imzamız var”
Memur-Sen teşkilatı olarak çok çalıştıklarını ve çok mesafe katettiklerini belirten Yalçın, “Kamu görevlilerinin güvenini güce dönüştürerek 1 milyonu aşan üyesiyle Türkiye’nin en büyük örgütlü gücüne dönüştük. Kamu görevlilerinin yetkili konfederasyonu olarak tam 1007 kazanıma imza attık. Toplu sözleşme hakkının elde edilmesinden 4/C’nin kaldırılıp 4/B’ye geçirilmesine 740 bin sözleşmelinin kadroya geçirilmesinden 5 milyon 300 bin kişi kapsayan 3600 ek göstergeye, Toplu Sözleşme İkramiyesinden Hac ve cuma iznine, Kamusal alan yalanıyla birlikte kılık kıyafet dayatmasının çöpe atılmasına kadar bütün kazanımlarımızın altında imzamız, alın terimiz, akıl terimiz var, teşkilatımızın örgütlü gücü var. Biz, gücümüz örgütlülüğümüz dediğimizde bazıları hamaset olarak algılıyor, biz bunu hakikatin altını çizmek için söylüyoruz. Tam da bunun için, bu muhteşem teşkilatı yürekten selamlıyorum. İyi ki varsınız, iyi ki Memur-Sen var” dedi.
Yalçın, gelecek dönem için yeni çalışmalar yapmalarını gerektiğini ve bu kapsamda 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun değiştirilmesi için çalışmalara başladıklarını ifade ederek, “Yasayı değiştirmek, uluslararası normlara uygun 4688’i yeniden şekillendirmek için tüm gayretimizle çalışma trafiği içerisine girmiş durumdayız. Pazartesi günü genel başkanlarımızla bu konuda bir toplantımız, peşinden de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda bir toplantımız var. Süreç başlamış durumda. 10 ayrı odak analizle 4688’i derinlemesine çalışan Memur-Sen olarak çalışmalarımız bu konuda yoğunlaşacak” şeklinde konuştu.
3600 ek göstergenin birinci derece memurlara uygulanması için de çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyen Genel Başkan Yalçın, iş aile hayatının uyumlaştığı ehliyet ve liyakat ilkesinin tesis edildiği, dağınık mevzuat yapısının düzeltilip sadeleştirildiği, bir çalışma hayatına ihtiyaç olduğunu ve bu yönde çalışmalarına devam edeceklerini belirtti.
Yalçın: 8 bin 77 lira hakkı kesinlikle verilmeli
Yalçın, aralık ayı ve yıl sonu açıklanan enflasyon oranları ile en düşük emekli maaşlarının asgari ücretin altında kaldığını hatırlatarak, “Memur emeklisi 14 bin 700 lira alıyor. En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında kaldı, böyle bir şey olamaz diye emeklilerin sesi soluğu olmaya devam edeceğiz. Emekli Memur-Senimiz bu anlamda basın açıklamalarıyla, kitlesel eylemlerle konuyu gündemde tutarken Memur-Sen olarak 8 bin 77 hakkının kesinlikle verilmesi gerektiğini söylüyoruz” ifadelerine yer verdi.
Bakan
Göktaş: Aile kurumunu daha güçlü kılmak zorundayız
Programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadınların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini ve kadın-erkek arasında fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmaların artırılacağını belirterek, “Bir asrı geride bırakan ülkemiz, yaşadığı her türlü zorluğu, kadınlarımızın bu sağlam duruşuyla geride bırakmıştır. Eğitimden sağlığa, diplomasiden iş dünyasına, sanattan siyasete kadar her alanda varlığıyla, Türkiye'yi yükselen bir güç haline getirmiştir. Kadın emeğinin kalkınma politikalarımızın vazgeçilmez bir unsuru olduğu şüphe götürmez bir gerçektir” diye konuştu.
Türkiye’nin gelişiminde ve büyümesinde kadınların emeğinin ve katkısının göz ardı edilemeyeceğini belirten Bakan Göktaş, Memur-Sen'in kadınlarının yanında olmaya ve Türkiye'nin tüm kadınlarının hakları ve özgürlükleri için çalışmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Göktaş; gelecek dönemde Türkiye'yi her türlü tehdide ve tehlikeye karşı koruyacak olan aile kurumunu daha da güçlü kılmak zorunda olduklarını da belirten Göktaş, bunu Anadolu'nun kadınlarıyla gerçekleştireceklerini ifade etti.
“Yeni projeler geliştiriyoruz”
Kadınların aile ve iş hayatı arasında bir tercih yapmak zorunda kalmalarının önüne geçmek için çeşitli düzenlemeler oluşturacaklarını söyleyen Bakan Göktaş, "Bu kapsamda talebe bağlı olarak, kamu ve özel sektörde esnek çalışma modeline geçilmesi konusunda yürüttüğümüz çalışmalarımız devam ediyor. Bunun yanı sıra evde bakım ve kreş gibi imkanların geliştirilmesi için yeni projeler geliştiriyoruz. Kadınların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimlerini ve hayatın her alanında kadın ve erkek arasında fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalarımızı artıracağız. Bu doğrultuda da Türkiye'de Kadın-Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçeleme Projesiyle merkezi ve yerel yönetimlerde kadınları gözeten bir anlayışla plan ve programların geliştirilmesini sağlıyoruz" ifadelerini kullandı ve konuşmasını tamamladı.
Aydın: Gücümüzü merhametimizle birleştirdik
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ise hem dünya hem Türkiye olarak zorlu bir yılı geride bıraktıklarını hatırlattı. Savaşlar, salgınlar ve krizlerin yanında 6 Şubat depremleri ile 11 ilimizde 60 bine yakın vatandaşımızı kaybettiğimizi belirten Aydın, “Deprem sadece can almadı ya da binaları yıkmadı; Nice hikâyeler enkazın altında yok oldu, ya da yarım kaldı.. Memur-Sen olarak haber alır almaz, önce arama kurtarma ekiplerimizle alana intikal ettik, Genel Başkanımızın talimatıyla 81 ilde ayni ve nakdi yardım seferberliği başlattık, Kadınlardan Kadınlara Yardım Paketleri ile tüm Türkiye’deki sendikal gücümüzü merhametimizle birleştirdik. Evimizi, aşımızı paylaştık; kanayan yerlerimize umut bastık, yitirdiğimiz her canın acısını yüreğimizde hissedip, yarım kalan tüm hayalleri tamamına erdirmeyi kendimize borç bildik, bir yandan depremin yaraları hala devam ederken diğer yandan kanayan bir yaramız daha var, adı Filistin. Çocukların emniyet altında olmadığı bir dünyada yaşıyoruz kardeşlerim. Onları öldürmeyi haysiyet sayan bir katil sürüsü ile karşı karşıyayız. Tarihin ve insanlığın en kirli savaşlarından biriyle yüz yüzeyiz” şeklinde konuştu.
Yaşanan tüm vahşete rağmen Gazze’de saatte 5 çocuk öldürülürken 7 çocuğun dünyaya geldiğinin altını çizen Aydın, “Sizce de bu bir mucize değil mi? Filistin’de kadınlar, Çocuklarından biri okul yolunda ölürse, diğerinin eli kalem tutsun da zulmü haykırsın, biri işgalciye tutsak düşerse diğeri Ebu Ubeyde olsun da Kudüs’ün onurunu kurtarsın diye Anneliğin hakkını tam manasıyla veriyor. Siyonistler, çocukları öldürseler de annelerin umudunu söndüremiyor! Evlatlarını toprağa veren anneler Allah bize yeter, o ne güzel vekildir diyor. Bunun adına ister mucize deyin ister umut.. Filistin’de mezarlardan bile yükselen bir bahar var; bu kadar açık ve net İsrail’in zulmü artık güneşi batıdan doğurtacak raddeye gelse de; Gazze’nin kıyameti Yerküre için kıyama vesile oluyor” ifadelerini kullandı.
“Aileyi hedef alan hiçbir reçeteyi şifa kabul etmedik”
Kadınlar Komisyonu olarak bugüne kadar birçok başarılı çalışmaya, kampanyaya, eyleme ve mitinglere imza attıklarını hatırlatan Sıdıka Aydın, Siyonist İsrail’in başlattığı bu soykırımda da teşkilatın öncü kadınları olarak bu süreçte üzerlerine düşen büyük vazifenin boykot olduğuna dikkat çekti.
Aydın, Kadınlar Komisyonu olarak gün geçtikçe büyüyen güçlerinin yanında sorumluluklarının da arttığını ifade ederek şunları söyledi: “Bugün, bir kadının, boşanmak istediği eşi tarafından, çocuğunun gözü önünde canavarca bir hisle katledilmesi, herkesten önce bizim meselemizdir. 13 yaşında bir kız çocuğunun zorla evlendirilmesi, bizim meselemizdir. Veli şiddetine maruz kalan öğretmen, hasta yakınından şiddet gören sağlık çalışanı, bizim meselemizdir. Eğitimden sağlığa, siyasetten ekonomiye, toplumda etkin ve etkili olmak isteyip de ayrımcılığa maruz bırakılan her kadının sorunu, bizim meselemizdir. Bizim şiddet karşıtı mücadele için; ambalajı parlak içeriği zararlı, tahrip edilmiş paradigmalara ihtiyacımız yok! Fıtratımızla ve varoluş kodlarımızla uyuşmayan, çatışma odaklı, kadını erkekle refik değil de rakip olarak konumlandıran, aileyi hedef alan hiçbir reçeteyi de şifa olarak kabul etmedik, etmeyeceğiz!”
Gerçekleştirilen konuşmaların ardından çekilen toplu hatıra fotoğrafı sonrasında Memur-Sen’e bağlı sendikaların kadın komisyonları ayrı salonlarda toplantılar gerçekleştirerek, teşkilat olarak atılması gereken adımları görüştü ve ilerleyen süreçte hayata geçirilmesi planlanan çalışmaları istişare etti.