25. Dönem Milletvekilleri Genel Seçimlerinin ülkemize, demokrasimize, kamu görevlilerine ve milletimize hayırlar getirmesini diliyoruz. Seçim sürecinin birkaç olay dışında sakin geçmesi, milletimizin demokratik olgunluğunu ve demokrasi kültürünün seçmen açısından yukarıya doğru ivme kazandığını ortaya koymuştur. Seçime katılım oranının AB ülkelerinden çok daha yüksek olması vatandaşlarımızın iradelerini sandığa yansıtarak demokratik sürecin öznesi olma kararlılığını tescillemiştir. Seçime katılım oranının yüzde 87, meclisin temsil oranının yüzde 95’e ulaşması toplumun siyasete ve TBMM’ye olan güvenini de ortaya koymuştur. Seçim sonuçlarına yansıyan milletin iradesinin bütün kesimler tarafından doğru anlaşılmasından daha önemli olan bu iradeye saygı duyulmasıdır. Biz milletimizin kararına saygılıyız.
Seçim sonuçları bir partinin tek başına iktidar olmasını mümkün kılmamaktadır. Türkiye’nin 13 yıldır tek parti iktidarına dayalı istikrar döneminden yeni siyasi zemine geçtiği görülmektedir. Mecliste temsil hakkı elde eden dört parti siyasetin teamüllerini de dikkate alarak olabilecek en kısa sürede 63. Hükümeti kurmak için sorumluluk üstlenmeli ve uzlaşıya açık olmalıdır.
Meclisin geniş tabanlı oluşması, demokratik, sivil ve özgürlükçü Yeni Anayasa için bir şans olarak kullanılmalıdır. Bu nedenle 25’inci Yasama döneminde meclisin temel işlevi yeni anayasa olmalıdır.
Yeni Anayasa açısından kritik eşik olarak görülen Çözüm Süreci mutlaka devam ettirilmelidir. Bütün partiler ve toplum kesimleri çözüm sürecinin milletin ortak beklentisi olduğu gerçeğiyle hareket etmelidir.
7 Haziran seçim sonuçları, bütün siyasi partilere ve toplum kesimlerine kutuplaştırıcı dili tercih etmeden kucaklayıcı bir zeminin hepimizin yararına olacağını ortaya koymuştur. Bu noktada üreten, paylaşan ve uzlaşan Türkiye resmi mutlaka birlikte çizilmelidir. Türkiye bunu başarmak için gereken sinerji ve enerjiyi üretecek kapasiteye sahiptir.
Türkiye’nin siyasi birikimi 7 Haziran seçim sonuçları üzerinden yeni bir yol haritası çıkarmaya yeterlidir. Bu anlamda ortaya çıkan sonuçları siyasi belirsizlik riski olarak değil yeniden siyasi bir uzlaşma zemini olarak görmeliyiz.
Milletimizin 7 Haziran’da ortaya koyduğu tercihler ve oluşturduğu tablo; yüzde 95 temsil kabiliyetine sahip meclis ile kayıt dışı siyaset riskinin bertaraf edildiğini göstermektedir.
Milletimizin uzlaşmaya dayalı siyaset mesajının gereği hızla yerine getirilmelidir. Bu anlayışla kurulacak 63. Hükümet uzlaşıya dayalı umutları artırıcı ilk refleksini de toplu sözleşme masasında kamu görevlilerinin talep ve beklentilerini karşılayarak göstermelidir.
25. Dönem Milletvekilliği seçim süreci vatandaşlarımızın yanı sıra ülkemizde misafir ettiklerimiz dahil dünya mazlum ve mağdurları tarafından da yakından takip edilmiştir. Bu çerçevede Türkiye’nin dünya mazlumlarına/mağdurlarına yönelik çalışmalar devlet refleksi olarak görülmeli ve devam etmelidir.
Memur-Sen Konfederasyonu olarak 7 Haziran seçim sonuçlarının ülkemize, bölgemize ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyor, demokratikleşme, özgürleşme ve devlet politikalarındaki insanileşme ile üretilen kazanımlar devam etmelidir. “Yeniden Büyük Türkiye” ve adil bir dünya vizyonu doğrultusunda Türkiye’deki uzlaşı kültürünü güçlendirmek için sorumluluk alacağımızın bilinmesini istiyoruz.