Memur-Sen tarafından Ankara’da gerçekleştirilen “Sözleşmeliye Kadro Şöleni” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Memur-Sen’in yıllardır süren mücadelesi sonucunda kazanıma dönüşen sözleşmeli personellerin kadroya geçişi, Ankara’da gerçekleştirilen “Sözleşmeliye Kadro Şöleni”nde coşkuyla kutlandı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen kamu görevlileri, Memur-Sen ve Türk bayraklarıyla salonu doldurdu.
Binlerce kamu görevlisinin yer aldığı program Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Genel Başkanımız Mecit Erdoğan, Genel Başkan Yardımcılarımız Fahri Ekinci ve Ahmet Yiğitoğlu ile sendika genel başkanlarının katılımıyla gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günlerinin yaşandığı 2023 senesini, bu yılın tarih ve hedefler açısından ifade ettiği anlama ve öneme uygun bir şekilde karşıladıklarını belirtti.
Dün 2022 yılına ait ihracat ve dış ticaret rakamlarını milletle paylaştıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplam 254,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat meblağına ulaşmanın gururunu yaşadık. Görevi devraldığımızda yılda sadece 36 milyar dolarlık ihracat yapabilen bir Türkiye'den, hamdolsun dünyanın her ülkesine ürün satan, bölgesinin üretim üssü olarak görülen bir ülke konumuna geldik. İnşallah 2023 senesini, diğer alanlarla birlikte ihracatta da hedef ve ölçek büyüttüğümüz bir sıçrama tahtası yapmak istiyoruz” diye konuştu.
“Önümüzdeki Aylarda Enflasyondaki Düşüş Seyrinin Devam Edeceğini Hep Birlikte Göreceğiz”
Bugün de enflasyonda uzun zamandır sözünü ettikleri büyük gerilemenin ilk önemli işaretiyle güne başlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aralık ayı tüketici enflasyonu yüzde 1,18 ve bir önceki yılın aralık ayına göre de yüzde 64,27 olarak açıklandı. Böylece 2022 yılı tüketici enflasyonunu, orta vadeli hedefinin bile altında bir gerçekleşmeyle kapattık. Üretici fiyatları enflasyonunun aralıkta eksi olarak gerçekleşmesi, bu alanda da hızlı bir toparlanmanın yaşandığına işaret ediyor. İnşallah önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş seyrinin devam edeceğini hep birlikte göreceğiz. Hedefimiz, bu yıl enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülkemizin gündeminden tümüyle çıkarmaktır."
Enflasyon oranlarının belli olmasının aynı zamanda memur ve emekli maaşlarının da şekillenmesi anlamına geldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl, enflasyondaki yükselişi dikkate alarak memur maaşlarında yüzde 87 oranında artış yaptıklarını; ayrıca gelir vergisi muafiyeti, sözleşmeliye kadro, ek gösterge gibi pek çok adımla kamu çalışanlarına ilave imkânlar sağladıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklanan 2022 enflasyon oranına göre, kamu görevlileri ve emeklilerinin ocak ayından itibaren geçerli, yılın ilk yarısını kapsayan maaş artış oranının yüzde 16,48 olarak uygulanacağını, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde ise bu oranın yüzde 15,4 olarak ortaya çıktığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan sizlere ve tüm milletime memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum. Yeni memur ve emekli maaş oranımız çalışanlarımıza, emeklilere, milletimize hayırlı olsun" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kritik bir döneminde, şartları zorlama pahasına bu artış oranlarını milletin hizmetine sunma konusunda emeği geçenlere teşekkür etti.
Sözleşmeliye kadro
Bugün, sözleşmeliden kadroya geçen çalışanların sevincine ortak olmak üzere bir arada olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa süre önce yaptıkları açıklamayla farklı kurumlarda çalışan yaklaşık 500 bin sözleşmeli personelin kadro beklentilerine cevap verdiklerini vurguladı.
Bu kapsamda 4C'den 4B'ye geçenler; mahalli idareler personeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, 50/D'li araştırma görevlileri, vekil ebe, hemşire, aile sağlığı merkezi çalışanları gibi geniş bir alandaki sözleşmeli personelin sorunlarına kalıcı çözümler ürettiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Artık bu personellerimiz de diğer kadrolu kamu görevlileri gibi sözleşmelerinin yenilenmemesi ihtimaliyle karşılaşmayacak. Kademe ve derece ilerleme hakkına sahip olacak. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına girebilecek. Kurumlar arası yer değişikliği hakkını kullanabilecek. Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı aranmayacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak. Kullanılmayan izinlerini bir sonraki yıla aktarabilecekleri gibi ücretsiz izne ayrılma hakları da bulunacak. Yurt dışında eğitim veya görevlendirme, harcırah alma, arazi tazminatı alma, yemek ücreti yardımından faydalanma haklarına kavuşacak. Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğum sebebiyle sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin doğum sonrası kuruma dönüşlerinde kurumun takdiri durumu gerekmeyecek. İstifa hâlinde aynı pozisyona dönememe durumu ile yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumu ortadan kalkacak. Yani aynı çatı altında beraber görev yaptıkları kadrolu meslektaşları hangi hak ve imkânlardan istifade ediyorsa sözleşmeden geçen kardeşlerimiz de artık aynı haklardan faydalanabilecektir. Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizle ailelerini bilfiil etkileyen bu önemli adımın hayırlı olmasını diliyorum. Sözleşmeli personelimizin de inşallah bundan sonra çok daha büyük bir şevkle vazifelerine sarılacaklarına inanıyorum" diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak gören bir medeniyetin mensupları olarak millete karşı sorumlulukların layıkıyla yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Millete hizmet yolunda bahane olmayacağına, hangi makamda olunursa olunsun vatandaşlara aşkla, samimiyetle, fedakârca hizmet edilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye bu zaviyeden bakmaları önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan muhatap olan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleşmelilerin kadroya geçiş sürecinde yoğun çaba harcayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen'e teşekkürlerini ileterek, "Niyet hayır olunca akıbetin de hayır olacağının en güzel, somut örneklerinden biri, sözleşmelilerin kadroya geçişidir. İnşallah hükûmet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya, sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettirmeye gayret edeceğiz" diye konuştu.
“Demokrasimize Kast Eden Tüm Saldırıların Üstesinden Memur-Sen Camiasıyla Birlikte Geldik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sendikacılığın "salt ücret pazarlığı yapmak" olmadığının altını çizerek, "Sendikalarımızın ilk ve asli görevi, ister kamu ister özel sektör olsun, emeği, emekçinin hakkını, alın terini ve hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş tarzı itibarıyla birer sivil toplum örgütü olan sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir" dedi.
Demokrasi kültürünün gelişmesiyle sendikal hareketlerin etkinliği arasında doğru orantının bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikaların da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer aldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet iradesine vesayet gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikaların etkisiz eleman olmaktan, geri plana itilmekten kendilerini kurtaramayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sendikaların etkinliğini ve gücünü belirleyen bir diğer unsurun da bağrından çıktığı toplumla aynı yöne bakması, aynı hissiyatı paylaşması olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Milletine ve milletinin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de kamu görevlisine de ekonomiye de hiçbir hayır gelmez. Bunlar, kimi zaman bilinçli, kimi zaman da bilinçsiz bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin aracı olarak kullanılmışlardır. Türkiye olarak bir asrı bulan, gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate defalarca şahitlik ettik. Geriye doğru baktığımızda bu ülkede 'sendikacılık' adı altında farklı toplum kesimlerimiz arasında kavganın, gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük. Bu ülkede kimi sendikaların vesayete uygun ortam hazırlamak için piyon olarak kullanıldığını, hatta el altından desteklendiğini gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların demokrasiyi korumak yerine, 'beşli çete' olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Bu ülkede milletin seçtikleri karşısında 'ordu göreve' pankartları altında sıraya girmekten utanmayan sendikalar gördük."
Türkiye'de marjinal yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere aleni destek veren, bölücü örgütün eylemlerini meşrulaştırmak adına "kırk dereden su getiren" sendikaların da görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Hasılı, insan hayatını, özgürlükleri, emekçinin hak ve hukukunu savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran, vesayetin oyuncağı hâline gelmiş sözde sendikalar gördük. Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize, ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne de demokrasimize hiçbir katkısının olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Günümüz Türkiye'sinde artık bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü, etkinliği ve itibarı kalmamıştır. Ülkemiz, son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte, ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hatta hatırlayın, seçimler öncesinde ne deniyordu? 'Hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniyordu. Öyle mi ve Büyükşehir belediyeleri dâhil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük mü, gördük. İşte şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecekler" açıklamasında bulundu.
Atılan tüm bu adımlarda, farklı alanlarda hayata geçirilen reformların yanı sıra Memur-Sen gibi kuruluşların da önemli bir payının bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Memur-Sen, 28 Şubat başta olmak üzere tüm antidemokratik girişimlerde daima milletin ve millî iradenin safında yer almıştır. 27 Nisan bildirisinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık teşebbüsünden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasimize kast eden tüm saldırıların üstesinden Memur-Sen camiasıyla birlikte geldik" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi gibi tarihin en kritik yönetim reformunu gerçekleştirirken de Memur-Sen'in güçlü desteğine şahit olduklarını belirterek, son 20 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verilen mücadelede desteğini esirgemeyen konfederasyona teşekkürlerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Memur-Sen'in ilkeli sendikacılık anlayışının bir gereği olarak tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin savunuculuğunu yapmasını da takdirle karşılıyoruz. Memur-Sen'e, merhum Akif İnan'ın hayalini kurduğu şekilde Filistin'den Arakan'a, Pakistan'dan Somali'ye, Suriye'den Afganistan'a kadar nerede bir mazlum ve mağdur varsa elinden tuttuğu için şükranlarımı sunuyorum. Her mücadelesinde yanında olduğum, her mücadelemizde yanımızda bulduğumuz Memur-Sen'le inşallah gelecekte de omuz omuza, yürek yüreğe yol yürümeye devam edeceğiz."
“Kamu Görevlilerimizin Haklarını İyileştiren, Beklentilerini Karşılayan Adımlar Attık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda bir taraftan Türkiye'nin istiklali ve istikbalini hedef alan saldırıları göğüslerken, diğer taraftan da milletin her ferdine hizmet ettiklerini söyledi.
Hiç kimseyi ötekileştirmediklerini, dışlamadıklarını, kimsenin inancına, hayat tarzına, kılık kıyafetine müdahale etmediklerini vurgulayan Cumurbaşkanı Erdoğan, sadece kendilerine oy verenlerin haklarını gözetmekle kalmadıklarını, oy versin vermesin herkesin hakkı ve hukukuna samimiyetle riayet ettiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden ve güçlenen demokrasisinden herkesin faydalanmasını sağladıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Elbette bu süreçte hemen her yıl kamu görevlilerimizin haklarını iyileştiren, sorunlarını çözen, talep ve beklentilerini karşılayan adımlar attık. Önce 2005, daha sonra da 2015'te imzalanan toplu sözleşmeyle kamu çalışanlarımıza 2 kez ilave bir derece verdik. 2007'den itibaren banka promosyonlarının kamu çalışanlarımıza ödenmesini sağlıyoruz. Aynı imkândan son 5 yıldır emekli kamu görevlilerimiz de faydalanıyor. 2007'de kamuda geçici işçi olarak görev yapan 214 bin çalışanın, sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçmesini temin ettik. Konut Edindirme Yardımı kapsamında yıllarca vatandaşımızdan kesilen toplam 3,5 milyar liranın, günümüz rakamlarıyla toplam 20,3 milyar liranın hak sahiplerine ödemesini gerçekleştirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey CHP, sizler halkımızdan bu paraları topladınız ama biz bunları hemen tıkır tıkır tekrar sahiplerine ödedik. Tasarrufu teşvik hesaplarında toplanan 17,1 milyar lira tutarındaki kaynağı ki güncel değeriyle 260 milyar lira olarak onları da çalışanlarımıza yine biz ödedik. Ne dedik? 'Devlet vatandaşına borçlu olamaz. Öyleyse bunu ödeyeceğiz.' dedik. Hani şu anda altılı masada olanlar var ya işte bunlar o süreci gayet iyi bilirler. Onlara, 'Devlet borcunu hemen ödemesi lazım' dedim. Orada içlerinde bir tanesi var, hele hele ona, 'Hemen devlet olarak bunu ödeyeceksin' diyen benim. Bu talimatı veren benim. Bunları şakır şakır ödedik" dedi.
Yargı denetimi dışında kalan uyarma ve kınama disiplin cezaları ile Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) ilişik kesme kararlarına mahkeme yolunu açtıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, YAŞ kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen subay ve astsubayların haklarını iade ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Memurlarımızın hafta sonu tatillerinde izinsiz şehir dışına çıkma yasağına son verdik. Aynı unvanda bulunan bütün kamu görevlilerinin ücretlerini eşitleyerek kurumlar arası ücret dengesini tesis ettik. Engelli vatandaşlarımızın kamuda istihdamını özellikle bir merkez hâline getirdik. 2011 ve 2013'te yaptığımız düzenlemeler ile 300 bini aşkın sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Şehit yakınlarımıza tanınan istihdam hakkını birden, ikiye çıkardık. Terörden etkilenen sivil vatandaşlarımıza da bir istihdam hakkı getirdik. Kamuda başörtüsü yasağını ortadan kaldırarak başörtülü kadınlarımızın tüm kamu kurumlarında özgürce görev yapabilmelerini temin ettik. 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle görevine son veren memurlara, yeniden kurumlarına atanma imkânı getirdik.”
“Kamu Görevlilerimizin Ve Emeklilerimizin Yanında Olmayı Sürdüreceğiz”
“2018'de yaptığımız düzenlemeyle kamuda görev yapan yaklaşık 725 bin taşeron personelimizin kadro meselesini çözüme kavuşturduk” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm kamu görevlilerimizin ek göstergelerinde 600 puan artış yaparak kapsamlı bir düzenlemeye gittik. Özellikle ek göstergesi 3600'e çıkarılan öğretmen, sağlık çalışanları, polis memurları, din görevlileri, müdür ve müdür yardımcıları ile avukatların emekli aylıklarında yaklaşık 2 bin lira, emekli ikramiyelerinde yaklaşık 70 bin lira artış gerçekleştirdik. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile eğitim camiamızın yıllardır hayalini kurduğu bir reformu hayata geçirdik. 2022'de asgari ücretin gelir vergisi ve damga vergisinden istisna tutulmasına yönelik adım attık. Böylelikle kamu görevlilerimiz dâhil tüm çalışanlarımızın üzerindeki vergi yükünün ciddi oranda azaltılmasını sağladık. Bugüne kadar küresel ekonomik şartlar nasıl olursa olsun kamu görevlilerimizi enflasyon karşısında asla ezdirmedik” şeklinde konuştu.
İmkânları zorlama pahasına ülke ve millet için çalışan tüm kamu personeline sahip çıktıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Göreve geldiğimiz 2002'de en düşük devlet memuru aylığı 392 lirayken, biz bunu 2022 Temmuz'unda 9 bin 105 liraya yükselttik. Nereden nereye? Böylece en düşük memur maaşında yüzde 2 bin 223 oranında nominal artış, yüzde 109 oranında da reel artış gerçekleşti. 2002'de 578 lira olan ortalama devlet memuru aylığını ise 2022 Temmuz ayı itibarıyla 10 bin 932 liraya çıkardık. Bunda da nominal artış yüzde 1792, reel artış yüzde 66 oldu. Aynı durum asgari ücretten emekli maaşlarına kadar her alanda geçerlidir. Türkiye'nin son 20 yılı ücretli çalışanların enflasyon karşısında en güçlü olduğu, asla ezilmediği yıllar olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Bundan sonra da kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Kısaca hatırlattığımız tüm bu reformları, muhalefetin engelleme çabalarına rağmen hamdolsun son 20 yıla sığdırmayı başardık. Bugün de birileri polisinden savcısına, öğretmeninden hakimine, kaymakamından valisine kadar bütün kamu görevlilerimizi tehdit ederken biz, sizler için çalışmaya devam ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin çapsızlığı karşısında rehavete ve umutsuzluğa kapılmadan, ülkenin ve milletin aydınlık yarınları uğrunda gece gündüz demeden koşturduklarını ve ter döktüklerini anlatarak, 20 yıldır ilmek ilmek dokuyarak altyapısını hazırladıkları güçlü ve büyük Türkiye'yi 85 milyon olarak hep beraber inşa etmekte kararlı olduklarını vurguladı.
“Türkiye Yüzyılı'nın Güneşi Doğmaya Başladı”
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunun sadece ulaşılması gereken ideali değil aynı zamanda başlangıcını 2023 yılının oluşturduğu uzun ve kutlu yolculuğu da ifade ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri görmek ve kabullenmek istemese de Türkiye Yüzyılı'nın şafağının söktüğünü ve güneşinin doğmaya başladığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu asrın Türkiye'nin Yüzyılı olmasını kimsenin engelleyemeyeceğine işaret ederek, "Ne yularını emperyalistlerin tuttuğu terör örgütlerinin tehditleri ne siyaset mühendisliği ürünü kırık dökük masaların ayak oyunları, Türkiye Yüzyılı menziline varmamıza mani olamayacaktır" ifadelerini kullandı.
Gelecek 4-5 aylık kritik sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye'yi eski, kötü ve karanlık günlerine geri döndürmek isteyenlerin boş durmadığını ve durmayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde hepimiz yapmanın ve inşa etmenin son derece zor, yıkmanın da çok kolay olduğunun farkındayız. Yıkım ittifakının ve destekçilerinin hangi niyetleri taşıdıklarını, hangi saikle hareket ettiklerini, kime yaranmaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz, izliyoruz. Kendi siyasi ömürlerini uzatma dışında hiçbir gayesi olmayan bu paravan yapıdan ülkeye de millete de kamu görevlilerimize de hayır gelmeyeceği açıktır. 2023 seçimleri, Türk siyaset sahnesinin 'altılı masa' denilen 6 benzemezin artık kabak tadı veren kavgalarından, entrikalarından, Bizans oyunlarından tamamen kurtuluşumuzun da miladı olacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Memur-Sen'in bugüne kadar olduğu gibi inşallah 2023 seçimlerinde de haktan, demokrasiden, kalkınmadan ve özgürlüklerden yana çok güçlü bir duruş sergileyeceğine inanıyorum. Bu noktada her ne olursa hangi sebeple olursa olsun birlik ve beraberliğimizden kesinlikle taviz vermememiz gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Rabbim 'muhabbetimizi, dayanışmamızı daim kılsın' diyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Bilgin: “Sözleşmeli Personeli Kamu Personeli Statüsüne Kavuşturarak Kamu Personelindeki Tüm Karmaşıklığı Çözdük”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar içerisinde alınan kararların, uygulamaya konulan politikaların Türkiye’nin gücünün ifadesi olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu.
“Türkiye’nin yıllardır girdabından kurtulamadığı bir sarmal vardı. Neydi o sarmal? Yüksek faiz, yüksek enflasyon, devalüasyon ve sonra IMF veya Dünya Bankası’nın masasına oturmak. Masasına oturduğumuz zaman bunlar bize ne öneriyorlardı? Geçtiğimiz yıllarda Yunanistan’a önerdiler: Ekonominizi soğutun, ekonominizi küçültün, sonra çalışanların gelirini düşürün. Yani krizin maliyetini emekçilerin üzerine yıkıyorlardı. Türkiye bunun tersini yaptı. IMF programlarını elinin tersiyle ittikten sonra kendi yolunda yürüme kararlılığına ulaştı ve bu kararlılıkta devam ediyor. Bunun sonucu şu; Türkiye’nin ekonomik bakımdan büyümesini sürdürmek, ekonomide büyümenin sürekliliği sayesinde Türkiye’yi ekonomik bakımdan kalkınmış bir ülke haline getirmek.”
“Türkiye’nin Kalkınmasının, Büyümesinin Merkezinde Sanayideki Büyüme Oturuyor”
Türkiye’nin pandemiden sonra dünyada büyümeyi sürdüren birkaç ülkeden biri olduğunu anımsatan Bilgin, “Türkiye’nin kalkınmasını, büyümesini, dinamizmini neresi oluşturuyor diye baktığımız zaman, sanayideki büyümenin bunun merkezine oturduğunu görüyoruz. Türkiye sanayisinin sayesinde büyüyor. Toplam ihracat ürünlerimizin içerisinde sanayi ürünlerinin payı yüzde 90’lara ulaşmış bulunuyor. Bu, Türkiye’nin üretim gücünü gösterdiği kadar toplumun geleceğe sımsıkı sarıldığının, bütün bu coğrafyadaki olumsuz şartlara cevap verebilecek gücünün olduğunun da ifadesidir” diye konuştu.
Türkiye’nin önünde kalkınma, demokratikleşme ve sosyal dayanışma imkanları olduğunu belirten Bakan Bilgin, “Bunları bir araya getirdiğimiz zaman Türkiye’nin önünde kimse duramaz. Bugün karşı karşıya olduğumuz her sorun aşılacak durumdadır. Çözülemeyecek sorun yoktur. Önümüzdeki bütün problemlere, çözülecek meseleler olarak bakıyoruz. 3600 ek gösterge meselesini çözdük, daha dün asgari ücret meselesinde çok önemli bir karara imza attık. Türkiye tarihinin Cumhuriyet tarihinde dolar bazında 455 dolarlık bir asgari ücrete imza attık. Bu, Türkiye’nin emekçileriyle, çalışanlarıyla, işçisiyle, memuruyla dayanışarak güçlendiğinin ifadesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Bilgin, sözleşmeli personel konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Bu karmaşayı çözün’ talimatını verdiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz de geçtiğimiz yıl imzaladığımız toplu sözleşmede bu meseleyi karar altına aldık. İmza altına aldık ve tüm kamu personelindeki karmaşıklığı çözdük. Bu çözümle birlikte bütün kamu çalışanlarını, sözleşmeli personeli kamu personeli statüsüne kavuşturduk. Bu Türkiye’nin başarısıdır. Bu, yürüyüşümüzün geldiği aşamayı, dayanışmayı ifade etmektedir. Önümüzde daha çözülecek çok şey var. Her sorunu çözmeye kararlıyız. Bu büyük yürüyüşümüz inşallah sonsuza kadar devam edecek.”
Yalçın: Tarihin Bize Yüklediği Misyonu Gerçekleştireceğimize İnanıyoruz
Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu ve emperyalizmin ürettiği adaletsizliğe ve şiddete karşı tarihi birikimiyle adalet ve sulhu tesis etmek vazifesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Tarihin bu kırılma anında Türkiye’mizi ve aziz milletimizi yeniden tarihiyle buluşturarak geleceğin güçlü ve büyük Türkiye’si için, çok yoğun bir şekilde çalışıyorsunuz. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında, sizin liderliğinizde şekillenen “Türkiye Yüzyılı Vizyonu”yla tarihin bize yüklediği bu misyonu gerçekleştireceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında, büyük reformlar gerçekleştirerek milletimizin güvenini yükselttiğini belirten Yalçın, “En zor zamanlarda sendikal özgürlüğün önü bu dönemde açıldı. Evet… 4688 konusunda sıkıntılarımız var. Fakat biz kanun çerçevesindeki şekillenen özgürlüğümüzü sonuna kadar kullandık, sizden taleplerde bulunduk. Çok şükür birçok talebimizin karşılığını da aldık. Ben burada müsaadenizle, diğerlerine göre değil değerlerine göre sendikacılık şiarı ile hareket eden, üyelerinin gururu tüm kamu görevlilerinin umudu olan tüm teşkilatımızı yürekten kutluyorum” diye konuştu.
“Bir Çok Hak ve Özgürlüğün Önü Açıldı”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in çözüm odaklı yaklaşımları için teşekkür eden Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Çalışma ve Sosyal hayata ilişkin ‘olmaz – yapılamaz’ denilen, imkansız gibi gösterilen bir çok hak ve özgürlüğün önü sizin dönemizde açıldı. 1 Mayıs’ın tatil olması, KEY mağdurlarının sorunun çözülmesi, Tasarrufu Teşvik Fonu sorununun çözülmesi, adaletsiz katsayı uygulamasının sona ermesi, özgürlükçü bakışla “başörtüsü yasağının” kaldırılması, 28 Şubat mağdurlarının işe iadesi ve SGK sorunlarının giderilmesi, kamu görevlilerinin özgürce, huzurlu bir şekilde Cuma namazına gidebilmesi sizin döneminizde oldu. Kamu görevlileri sendikalarının en önemli kazanımı “Toplu Sözleşme” hakkını almamız, 2011 ve 2013 yıllarında 280 bin sözleşmeli personeli kadroyla buluşturmamız, personel sistemini zayıflatan 4/C statüsüne son verilmesi, taşeron çalışanlarının kadroya geçirilmesi, promosyonların tamamının kamu görevlilerine verilmesi, uzun süredir dile getirdiğimiz asgari ücret tutarında vergi muafiyetinin sağlanması, öğretmenlik Meslek Kanunun çözüme kavuşarak 600 Bin öğretmenin uzmanlık ve başöğretmen unvanına sahip olması sizin döneminizde gerçekleşti. 4 unvanın kapsamı genişletilerek, 5 milyon 300 bin kamu görevlisini kapsama alan ek gösterge düzenlemesi, 50/d’nin 33/a’ya geçmesi, Toplu Sözleşme İkramiyesi ödenmesiyle ‘sendikacılığın önemi, sendikalının değeri” artması, EYT’nin yaş sınırı olmadan çözüme kavuşması, sözleşmeli personelin sendikaya üye olabilmesi sizin dönemizde gerçekleşti” şeklinde konuştu.
550 Bin sözleşmeli personelin Memur-Sen’in mücadelesi ve kazanımı, Erdoğan’ın çözüme yönelik gayretleriyle kadroyla buluşacağını söyleyen Yalçın, “Böylelikle; kadroyla buluşan sözleşmeli kardeşlerimiz iş güvencesine kavuşacak, unvan değişikliği/görevde yükselme hakları, tayin hakkı ve birçok özlük hakları, kadrolu kamu görevlisiyle eşitlenmiş olacaktır” dedi.
2022 yılına Kırşehir Belediyesi önünde yaptıkları eylemle girdiklerini hatırlatan Yalçın, “İşine son verilen 25 sözleşmeli Memurun sesini duyurmak, “bizi bunların insafına bırakmayın” demek için geçen yıl bu zamanda CHP’li Kırşehir Belediyesi’nin önünde eylemdeydik. 1 yıl sonra bugün şölendeyiz bayramdayız” ifadelerini kullandı.
Manipülasyonlar, spekülatörler, stokçular, tekelci marketlerin fiyat oyunları nedeniyle ekonomide ciddi sıkıntılar yaşandığını vurgulayan Ali Yalçın kamu görevlilerinin ek zam beklentisini bir kez daha dile getirerek, “Bu sıkıntılar bizler gibi sabit gelirliler için hayatı zorlaştırıyor.En büyük zammın enflasyonun düşmesi ve fiyat istikrarı olduğunu da belirterek, huzurunuzda bugün açıklanan Aralık ayı enflasyon rakamıyla belli olan, enflasyon farkı dahil % 16,47’lik maaş/ücret artışına ilave olarak kamu görevlilerini ve emeklilerini rahatlatacak, sahada memnuniyet üretecek, ek zam talebimizi buradan ifade ediyorum” diye konuştu.
“Memur-Sen Olarak Milli İradenin Yanında Olmaya Devam Edeceğiz”
Konuşması sloganlarla kesilen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen ailesi olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her daim milli iradenin yanında olmaya devam edeceklerinin altını çizerek “Mağdura ve mazluma omuz vermeye, sivil Anayasa’nın hayata geçtiği, temel hak ve özgürlüklerin teminat altında olduğu, gelişen büyüyen ve sadece bölgesinde değil, dünyada aktör olan ‘Türkiye Yüzyılı’ şiarıyla yeni bir yolculuğa çıkan iradeyi önemsiyor, Kadroya geçen 500 bine varan sözleşmeli arkadaşlarımız adına size teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.