Srebrenitsa, zamanın dindiremediği acının adıdır. Üzerinden 28 yıl geçmiş olmasına rağmen soykırım kurbanlarının toprağa verildiği şehirdir. Soykırımda katledilen ve kimlik tespiti yapılan 30 kişinin daha bugün toprağa veriliyor olması, acının büyüklüğünü ortaya koyduğu gibi suç ortaklarının ikiyüzlülüğünü de bir kez daha ortaya seriyor.
Her anma, hatırlayıştır. Anılanlar soykırım kurbanlarıysa şayet hatırlamamız gereken iki kesim vardır. Kurbanlar, suçlular ve ortakları. Soru şudur: Srebrenitsa’da ne oldu? Kurbanlar kimlerdi, suçlular ve suç ortakları kimlerdi? Srebrenitsa, Bosna savaşı sırasında BM’nin güvenli bölge ilan ettiği yerin adıydı. BM bünyesindeki Hollandalı askerler, güvenli bölgede kendilerine sığınan sivil Boşnakları Sırp katillerine teslim etti. Aralarında çocuk, genç-yaşlı, kadın erkek 8 bin 732 Boşnak ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda acımasızca katledildi. Dünyanın gözü önünde, insan hakları endüstrisinin merkezi ve medeniyet havarisi Avrupa’nın gözetiminde savunmasız insanlar soykırıma uğradı. Bugün anmalara katılmaları, anma mesajı yayınlamaları bu gerçeği değiştirmez. Failleri destekleyenler de en az failler kadar suçludur. Kaldı ki soykırıma ilişkin tavırları samimi olduklarını da göstermez. Çünkü dün suç ortağı oldukları soykırımın kurbanlarını anarken bugün soykırım olarak nitelenebilecek girişimlere sessiz kalmak suretiyle destek olmaktadırlar. Bugün İsrail’in Cenin’de masum Filistinlilere yönelik saldırılarına karşı ‘endişeli’ olmaktan öte tavır alamayanlar dün Srebrenitsa’da savunmasız sivilleri Sırp çetelerine teslim edenlerden başkası değildi. Kurban Bayramı’nda İsveç’te varlık sebebimiz Kur’an-ı Kerim’e yönelik çirkin saldırı da bu anlayıştan bağımsız değerlendirilemez. Bu nedenle Müslüman halklar, masum insanları katil sürülerine teslim eden bu anlayışa, bu anlayışın ürünü kurum ve kuruluşların insafına terk edilemez. Bilinmelidir ki, bu riyakâr anlayışın dünün katliamlarını, soykırımlarını anmaları bugün gerçekleşen katliamlar ve soykırımlardaki rollerini gizleme çabası olarak okumak gerekir. Andıkları Srebrenitsa’daki suçlarından pişman olduklarına dair en ufak bir işaret yoktur. Çünkü faillerin ve kurbanların isimleri değişse de katliamların ve soykırımların arkasındaki zihniyet aynıdır ve galiba değişmeyecektir. Bu zihniyet, yeni soykırımlar için sadece uygun zamanı gözetmektedir.
Biz Kültür Memur-Sen ailesi olarak Srebrenitsa’nın faillerini de, suç ortaklarını da ve arkasındaki zihniyeti de tanıyoruz. Büyük bilge Aliya İzzetbegoviç’in tavsiyesini uyarak Srebrenitsa kurbanlarını aklımızdan çıkarmadığımız gibi faillerin simalarını da hatırımızda tutuyoruz. Srebrenitsa soykırımının 28. yılında şehitlerimizi, Sırplar tarafından katledilen Boşnaklar ile bilge-devlet adamı ve komutan Aliya İzzetbegoviç ile arkadaşlarını rahmetle, Fatihalarla anıyoruz. Gönlümüzle ruhumuzla ve bütün imkânlarımızla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Boşnak halkının yanında olmaya devam edeceğimizi deklare ediyoruz.