Kimi basın-yayın organlarında, sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen “toplu sözleşme ikramiyesini kamu görevlilerinin sendika aidatını Devletin ödemesi ve bu yolla sendikaların kasasına para girmesi olarak tanımlayan, bunlar üzerinden de kamu maliyesinin “tasarruf kalemleri” arasına toplu sözleşme ikramiyesini katmaya odaklanan haberlere yer verilmesi nedeniyle, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amaçlı açıklama yapma zarureti doğmuştur.
Konfederasyonumuzun ve yetkili sendikalarımızın örgütlülükten kaynaklanan gücünün, toplu pazarlık masasındaki direncinin ve kazanım üretme kapasitesinin sonuçlarından biri olan toplu sözleşme ikramiyesi; toplu sözleşmeyle maaş bordrolarına eklenen ilk maaş kalemi olmak niteliğine sahiptir.
Bununla birlikte toplu sözleşme ikramiyesini kamu görevlisinin sendika üyelik ödentisinin Devlet tarafından ödenmesini sağlayan maaş unsuru olarak görme hatasına düşenler de gösterme kastıyla hareket edenler de, ilk kazanıldığı tarihten bugüne hep oldu.
Kamu görevlilerine -sendika üyesi olmaları şartıyla- ödenen “toplu sözleşme ikramiyesi”ni, kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikaya ödediği “üyelik ödentisi”nin iadesi olarak görmeyi/göstermeyi iyiniyetli bakışla cahillik olarak nitelemek gerekiyor.
Toplu sözleşme ikramiyesi ile sendika üyelik ödentisi arasında hukuki bağ kurmanın imkansızlığını ve bağ olduğu iddiasının insafsızlığını, Memur-Sen olarak defalarca anlattık, açıkladık. Ancak, bugünlerde yayımlanan haberlerin, konuyu anlamama eksikliğinin değil konuyu yanlış aktarma tercihinin ürünü olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle, “Devlet, kamu görevlilerinin sendika üyelik ödentilerini karşılamaktan vazgeçerek tasarruf yapsın” önerisi; tasarruf gibi gerekli ve erdemli bir sonuca ulaşmak adına yalanla bezenen ve haksız el atmayla desteklenen bir eyleme çağırmak dışında bir anlam ihtiva etmiyor.
Öncelikle, kamu görevlileri üyesi oldukları sendikalara “üyelik ödentilerini” bizzat emek ve alınteriyle elde ettikleri kendi maaşlarından ödüyorlar. Bu açıdan, sendika üyesi olmanın sonucu olan üyelik ödentisinin devlet tarafından ödendiği de, toplu sözleşme ikramiyesinin sendikaların kasasına girdiği de koca bir yalandır.
Sendika üyelik ödentisinin/aidatının hukuki dayanaklarından biri 4688 sayılı Kanun diğeri ise sendikaların kendi tüzükleridir. Toplu sözleşme ikramiyesi açısından ise hukuki dayanaklarından biri 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname diğeri ise Toplu Sözleşme metnidir.
Sendika üyelik ödentisinin alt-üst sınırı 4688 sayılı Kanunda, kesin tutarı ise ilgili sendikanın tüzüğünde belirtilirken, toplu sözleşme ikramiyesinin kimlere ve hangi dönemlerde ödeneceği 375 sayılı KHK’da, ne tutarda ödeneceği ise halen yürürlükte olan Toplu Sözleşmede belirtilmektedir. Bir başka ifadeyle, ikramiyenin ve ödentinin tutarları da hukuki dayanakları da ödeyenleri de ödenenleri de farklıdır.
Sendika üyelik ödentisi tutarı, üyelik ödentisi ödeyen kamu görevlisinin maaş düzeyine göre farklılık gösterirken, toplu sözleşme ikramiyesi tutarı, unvan, maaş tutarı ve üye olunan sendika yönüyle farklılık olmaksızın bütün kamu görevlileri için eşittir.
Sendika üyelik ödentisi kamu idaresi tarafından üyenin maaşından kesilerek ilgili sendikanın hesabına aktarılırken, toplu sözleşme ikramiyesi kamu maliyesinden ilgili kamu görevlisinin maaşına yansıtılmakta ve maaş hesabına aktırılmaktadır.
Toplu Sözleşme ikramiyesi üç ayda bir olmak üzere yılda dört kez ödenirken, üyelik ödentisi her ay olmak üzere sendika üyesi olunduğu sürece ödenmektedir.
Mevcutta, Toplu Sözleşme İkramiyesi “750 gösterge rakamı X Aylık Katsayısı” (750*0,11794=88,45 TL) çarpımının sonucu olarak belirlenirken, sendika üyelik ödentisi ise “Damga Vergisine tabi maaş kalemlerinin toplamı X Sendika Tüzüğünde Belirtilen Oran” çarpımının sonucunda bulunan tutar olmaktadır.( Sendika üyelik ödentisinin alt sınırı 15/1’den aylık alan Devlet memurunun damga vergisi kesintisine esas maaş tutarının binde dördü, üst sınırı ise otuzda biridir.)
Sendika aidatı; üye olunan sendikaya, sahip olunan unvana göre farklılık gösterebilmektedir. Bir diğer ifadeyle, aynı sendikaya üye olanlar unvanları-maaşları farklı olduğu için farklı tutarda aidat ödeme durumunda kalabilecekleri gibi, aynı unvanda görev yapanlar ve aynı tutarda maaş alanlarda farklı sendikalara üye olmaları nedeniyle farklı tutarda sendika üyelik aidatı alabilmektedir.
Bugün itibariyle, kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikaya her ay –kaynaktan kesinti yöntemiyle- ödediği sendika üyelik ödentisinin alt sınırı yaklaşık 11 TL, üst sınırı ise yaklaşık 102 TL civarındadır. Oysa, kamu görevlilerine yılda dört kez ve üç ayda bir olmak üzere ödenen toplu sözleşme ikramiyesinin altı ve üst sınırı olmayıp tek bir tutar söz konusudur ve onunda tutarı 88,45TL’dir. Bu rakamlar üzerinden değerlendirme yapıldığında bir yılda ödenen toplu sözleşme ikramiyesi tutarı; alt sınırlar üzerinden üyelik ödentisi ödeyenlerin yılda ödedikleri aidatı tutarından fazla iken, üst sınırdan üyelik ödentisi ödeyenlerin yılda ödedikleri aidat tutarından düşük kalmaktadır. Salt bu durum dahi, sendika üyelik ödentisinin/aidatının Devlet tarafından ödendiğine ilişkin beyanın yalan/bilginin yanlış olduğunu hem anlatmaya hem de anlamaya yeterlidir.
Buna rağmen, kamu görevlilerine toplu sözleşme ikramiyesi ödenmesini sendika üyelik aidatlarının Devlet tarafından ödenmesi olarak gösterenler ve üstüne de bu ödemenin sona erdirilmesi suretiyle tasarruf yapılması önerisi geliştirenler; toplu sözleşme kazanımı olan toplu sözleşme ikramiyesini kamu maliyesinin tasarruf kalemleri arasında olamayacağını, toplu sözleşme ikramiyesini gündeme getirmek suretiyle sendikalar üzerinde tasallut kurulamayacağını bilmek durumundadır.
Nasıl ki eş ve çocuk yardımı, ek ödeme, kıdem aylığı, taban aylığı, ölüm ve doğum yardımları, dil tazminatı, özel hizmet tazminatı tasarruf konusu yapılamazsa ve bu yönde ortaya konacak irade ve hükümler hukuka aykırılık oluşturacaksa durum toplu sözleşme ikramiyesi için de farklı değildir. Zira toplu sözleşme ikramiyesi de, sayılanlar gibi maaşın gelir kalemleri arasındadır.
Bu itibarla konunun bütün taraflarını; kamu görevlilerinin hukukuna, alın terlerinin ve emeklerinin haklarına, sendikal mücadelenin kazanımlarına, kamu görevlilerinin maaşlarını/gelirlerini artırmaya zemin oluşturan toplu pazarlık konularına dönük iyi niyetten yoksun, yanlış anlamaya ve haksız/hukuksuz uygulamaya zemin oluşturacak bu türden değerlendirme ve önerileri ilgi çekici manşetlerle haber olarak kamuoyuna sunulması yaklaşımından vazgeçmeye, toplu sözleşme ikramiyesinin tasarrufa ve tasalluta konu edilemeyeceği gerçeğiyle hareket etmeye davet ediyoruz.