KÜLTÜR MEMUR-SEN BASIN AÇIKLAMASI
Eklenme tarihi : 30.11.-0001 00:00:00 - 1481 Okunma

     

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

      Bakanlığımız Sinema Genel Müdürlüğünce Genel izleyiciye hitap eden Aile Filmlerinin teşvik edilmesi çalışmalarının desteklenmesi ve bu bağlamda basın-yayın kuruluşlarına yansıyan konularla ilgili olarak sendikamız tarafından yayınlanan Basın Açıklaması ektedir.

 

BASIN AÇIKLAMASI

03.02.2012

 

 

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI  SİNEMA GENEL  MÜDÜRLÜĞÜNÜN GENEL İZLEYİCİYE HİTAP EDEN AİLE FİLMLERİNE TEޞVİK ÇALIޞMALARINI DESTEKLİYORUZ...

 

 

      Kıymetli basın mensupları malumunuz olduğu üzere, Televizyon Bilgisayar, İnternet ve diğer kitle iletişim araçlarının çağın gereği olarak hayatımıza etkin bir şekilde girmesiyle, sinema salonlarına olan ilgi azalmıştır. Sinema salonlarına ilginin azalma sebebinin tek sorumlusu, yukarıda saydığım kitle iletişim araçları değildir tabi ki. 70 li 80 li yıllardaki filmleri biliyorsunuz bir çoğu sanatsal ve estetik yönü olmayan, Türk aile yapısına ve genel ahlak kurallarına uygun değildi. Çocuk ve Gençlerimizin ruhsal ve fiziksel gelişimine fayda yerine zarar verir nitelikte filmler idi. Buda zaman içerisinde salonlara olan ilgiyi azalttı. Sinema sektörünün canlandırılması ve sinema salonlarına olan ilginin arttırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı bir takım önlemler ve atılımlar yapmak için harekete geçmiş bazı açıklamalar yapmıştır. Sinema ve diğer tanıtıcı faaliyetlerle ilgili devlet adına iş yapan Hükümetin ve ilgili Bakanlığın destekleme konusunda doğal olarak kanunlar, yönetmelikler ve diğer hukuk normları çerçevesinde destek sağlaması gerekir. Sinemaya destek için atılan adım ve oluşturulacak mekanizma sinemanın güçlendirilmesi daha güzel estetik, uluslar arası niteliği olan tabi ki kamu düzenini bozmayan, toplumumuzun aile yapısını koruyan ve gözeten, genel ahlak kurallarını ihlal etmeyen, çocuklarımızın ve gençlerimizin fiziki ve ruh sağlığını gelişimini sağlayan filmler olması gerekir.

 

      Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Sinema Genel Müdürü sayın Mesut Cem ERKUL sinema ile ilgili atılan adımların neler olduğunu bir açıklama yaparak kamuoyuyla paylaşmış. Özet olarak; Samimi ve içten bulduğumuz bu açıklamaları destekliyoruz. Ancak, bu açıklamalar karşısında rahatsız olan ve bu rahatsızlığını da haksız, acımasız eleştirilerde bulunmak sureti ile dile getirenler var. Bakanlık adına sayın Genel Müdürün açıklamalarına verilen tepkilere bakınca, bu kesimin yıllarca bakanlığın imkanlarından haksız yere nemalanan kesim olduğu kanaati ağırlık kazanıyor.

 

      Talihsiz eleştirileri dikkatlice incelendiğinde, Türk toplumundanaile yapısından, Milli ve Manevi değerlerinden ne denli yoksun olduklarını görmek mümkündür.

 

      Bunların yapmış oldukları eleştirileri, kullandıkları üslup ve ifadeleri kısaca değerlendirmek ve Kültür Memur-Sen olarak eleştirmek istiyoruzşöyle ki; bellikesimler tarafından yapılan haksız eleştiriler kısaca şu başlıklar altında ele alınabilir;

 

SANSÜR VE ADAM KAYIRMA

 

      ޞimdi tüm kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz, Sayın Genel Müdür Mesut Cem ERKUL”un bu açıklamalarında sansür ve adam kayırma anlamına gelebilecek cümle neresinde geçiyor. Zorlama bir yorum yaparak, çarpıtarak iyi niyetten uzak yargılarla eleştiride bulunulması doğru değildir. Nitelikli, özgün, estetik, toplumunun değer yargılarını, ister sevinç kaynağı olsun, ister hüzün kaynağı olsun ve toplumun kendinden bir şeyler bulduğu filmler yapıldı da  sansürmü koydular. Tam tersine Genel Müdürün açıklamaları da bunu ifade eder tarzda, destek ve teşvikler devam edecek demesine rağmen neden rahatsız olunuyor. Sayın Genel Müdür, şimdiye kadar destek verdiklerimizden keseceğizde falan yere mi vereceğiz dedi. yoksa birilerine pasta ayrıldı da onu mu bölüşmek istemiyorlar. Sanatçı özgürdür ne yaparsa sanattır ve her yaptığı özgündür mantığı ile davranılacak ve buna mukabil denetim, değerlendirme ve sınıflandırma yapılmadan parasını devlet versin denilecek öylemiğ bu düşünce ve tavır yanlıştır. Tepki gösterenler, aşağılık kompleksi içinde olmadan, kendi yaşadıkları toplumun fotoğrafını iyi çekerek, tarihini, kültürel ve medeniyet değerlerini, sevincini-üzüntüsünü ailevi ve sosyal hayatını dikkate alarak film yapsınlar, (sanatsal, estetik, özgün ve nitelikli olmak şartıyla,) bak o zaman bu ürünler hem ulusal hem küresel anlamda nasıl sahiplenilir. Bakanlık bütçesinden desteğe de gerek kalmaz. Ama sanıyorum bunlar buna çok, çok uzaklar. Bıraksınlar sansür adam kayırma laflarını da işe koyulsunlar ve ürün çıkarsınlar, Bu devlet onları görür. Klişeleşmiş cümleler  pirim yapmıyor, önyargılarını ve paranoyaya dönüşmüş korkularını bıraksınlar.

 

SİNEMA TİCARET VEYA SANAYİ BAKANLIĞINDA DEĞİL KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINDA.

 

      Devlet nedir, Kanun ve Yönetmelik nedir, İdare nedir,  Bütçe nedir, Kaynak nedir 74 milyonun hakkı hukuku nedir bilinmesi gerekir. Bakanlıkların reflekslerini ölçmeye kalkmak yanlıştır. Hangi Bakanlık olursa olsun netice değişmez hepsi kanunlar ve hukuk normu niteliğindeki düzenlemelerle hareket etmek zorundadır. Eksik görülen  veya yanlış görülen düzenleme varsa onu ifade etmek gerekir. ޞu veya bu Bakanlık farketmez. Yoksa Kültür ve Turizm Bakanlığında alışkanlık haline getirilmiş, diğer Bakanlıkların uygulayamadığı bir şeymi var ki Bakanlık kıyaslaması yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı diğer kurum ve kuruluşlar gibi bütçesini 74 milyon insanımızın ve gelecek nesillerin hakkının olduğunu bilerek, sanata, kültüre yatırım yapar, aksini düşünmek yanlış ve bakanlığı yıpratıcı olur. Herkes konuştuğu lafın nereye varacağını düşünerek söylemeli. Sorumlu vatandaş bilinci bunu gerektirir. Hangi mevki ve hangi işi icra ediyor olursa olsun durum değişmez.

 

SANATSAL ÜRÜNLER KAR-ZARAR HESABIYLA DEĞERLENDİRİLEMEZ.

 

      Yukarıdaki cümleleri aynen tekrar etmekle beraber, evet bu ülke kar-zarar hesabıyla değerlendirme yapmadığı için çok sıkıntı çekti. Devletin bir kuruşunun hesabı yapılmadan hiç bir ürüne para harcanamaz. Elbette ki emek verilmiş sanat”a (sanat”ı iyi tahlil etmek şartıyla) estetik, nitelikli, toplumun değerlerini, genel ahlak kurallarını, aile yapısı, çocuk ve gençlerimizin fiziksel ve ruhsal gelişimini dikkate alan, düşündüren, eğlendiren, herkesin kendisinden bir şeyler bulduğu sanat ürünlerine emek verenlere saygı duymamak mümkün müğ Hangi ürün olursa olsun bu ülke insanının ürettiği her şey saygıya layık ve değerlidir. Yeter ki insanımızın huzuruna, mutluluğuna, refahına ve gelişmesine katkı sunmuş olsun. Bunun yanında ülkenin kaynakları zor şartlarda temin ediliyor. Ülkemizin yarısı asgari ücretle geçiniyor. Milletten toplanan vergilerle oluşuyor bütçe, onun için bu ezberlerin bozulması lazım ve kime ne veriliyor, neyin karşılığı olarak veriliyor, kime ne faydası var ve topluma ne gibi bir pozitif yansıması var, hepsi hesaba katılarak, denetimi yapılarak kaynak aktarımı yapılması gerekir. bizde sendika olarak bunların takipçisi olacağız.

 

-SANATIN DOĞASINA, MADDİ KOޞULLARLA VE “ÇERÇEVESİ MÜPHEM TÜRK AİLE DEĞERLERİYLE”SINIR ÇİZİLEMEZ.

 

      Bu söze de yukarıdaki ifadelerimiz geçerli olmakla beraber, Türk aile değerleri denildiği zaman ne anlama geldiğini bu toplumun bütün katmanları, işçi, memur, çiftçi, köylü, esnaf sanayici, yazar, sanatçı, siyasetçi, bürokrat, akademisyen hülasa 74 milyon insan aynı şeyi anlar ve ifade eder.

 

      Milletimiz bu gibi erdemlerle büyüdü ve ona göre aile ve sosyal hayatını dizayn etti. Nasıl olurda Türk aile değerleri, müphem bir kelime olur. Bu ifadeyi kullanan biri ya yabancı biridir yada yabancılaşmış biridir. Bu gibi ifadeler hukuk tanımazlıktır. Kanunlarda ifadesini bulmuş, Anayasada ifade edilmiş ve koruma altına alınmış ifadeleri, müphem (şüpheli, muğlak, belirsiz) diye  ifade etmekten çekinmezler. Birde kalkarlar hakaret ettiği toplumun maddi kaynaklarını istedikleri gibi kullanma yoluna giderler. Artık bu toplum ülkesine ve milletine faydalı olan ile olmayanı  biliyor. Zaten rahatsızlıkta buradan kaynaklanıyor.

 

--SALONUMUZ ANCAK AİLEYE.

 

       Seküler Batı ve Doğu toplumlarının çöküyor olmasının nedeni temelinde aile anlayışının yok olmasındandır. Aile, toplumların temeli hükmündedir. Avrupa Birliği Müktesebatındaki ailenin korunması ve geliştirilmesi ilkeleri ve Anayasamızın ailenin bütünlüğünü ve geliştirilmesini esas alan düzenlemeleriyle değerlendirildiğinde daha net olarak anlaşılacaktır.  Batılı ülkeler veya ailenin anlamsız olarak telakki edildiği ülkeler, tehlikeyi gördüler ve bu temeli oluşturmak için tedbirler alıyorlar. Bizdeki bazıları ise aile deyince al görmüş boğaya dönüşüyorlar. Tabi ki bu ülkenin değerleriyle yoğrulmamış, kendi Kültür ve Medeniyet verileriyle yetişmemiş, bütün referans kaynakları materyalist, seküler hayat tarzı olunca, alaylı bir üslupla bu ifadeleri kullanmaktan çekinmezler. Bu tipleri toplum artık tanıyor.

 

TÜRK-İSLAM SİNEMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MÜ KURULMAK İSTENİYOR.

 

      Sinema Genel Müdürünün açıklamalarından böyle bir kanaate varmak ve böyle bir cümle kurmak, kurt ile kuzunun dere kenarındaki hikayesini hatırlattı.  Ama kusura bakmayın kurt kuzu hikayesiyle iş yapmak artık zor. Kurdukları cümlelerle rahatsızlık duymaları aslında neden rahatsız olduklarını da ifade ediyor. Ama en azından bu ifadeleri kullanan kişi ve kişilerin rahatsızlığını biliyoruz ve  bu tiplere başkada bir ifadede kullanmak istemiyoruz.

 

SİNEMA LİTARATÜRÜNDE AİLE FİLMİ TANIMINA RASTLANMADI.

 

       Sizin baktığınız yerde rastlanmamış olabilir ama dünya kurulduğundan beridir aile diye bir kavram vardır ve bu kutsal müessesenin korunması bütün toplumların olmazsa olmazıdır. Kim bunda zaaf içine düşerse bulunduğu toplumu uzun süre koruyamaz tarih bunun delilleri ile doludur. Senin baktığın literatür, artık Kültür ve Medeniyet üretemeyen, toplumunu korumaktan acze düşmüş, kanun ve genelgelerle aileyi korumaya çalışan ve son zamanlarda da ekonomik sarsıntılar geçiren materyalist, seküler dünyanın literatürü olsa gerek. Siz literatüre bakmayalı bir hayli zaman geçmiş demek ki. Size tavsiyemiz at gözlüğünüzü çıkarıp şayet becerebilirseniz kendinizi güncelleyerek bir daha bakın. Göreceksiniz literatürde materyalist seküler hayatı benimsemiş dünyanın da aile diye bir tanımlaması var. Lütfen gecikmeyin yoksa aile tanımlamasını yine onlardan yani önceki baktığınız yerden öğrenirsiniz.

 

      Hülasa; Sinema Genel Müdürü sayın Mesut Cem ERKUL”un açıklamaları ve tepkilerden sonra sayın Bakanımız Ertuğrul GÜNAY”ın açıklamaları yerinde ve gerekli açıklamalardır. Biz Kültür Memur-Sen olarak açıklamalara katılıyor ve birde ilave yaparak yukarıdaki açıklamalarımız çerçevesinde Bakanlığımızın da net adımlar atmasını talep ediyor ve takipçisi olacağımızı da ifade ederek saygılar sunuyoruz.                                                                           

                                                    

                                                                                     KÜLTÜR MEMUR-SEN GENEL MERKEZİ 

HABER 7 SON DAKİKA